İlk yarıda son derece kötü oynayan, temposuz bir Galatasaray vardı sahada. Sarı-kırmızılılar, atağa çıkarken kaptırdıkları toplarda geçiş hücumları yediler. Okan Buruk'un Sara'nın yokluğunda Torreira'nın yanında Berkan Kutlu'yu oynatması tutmadı. Galatasaray gol ararken, duran toptan (kornerden) kalesinde golü gördü. İlk yarıda Galatasaray kötü oynadı ama öne geçecek pozisyonları da buldu. Torreira'nın direkten dönen topu, Berkan'ın, Barış'ın, Yunus ve Osimhen'in kaçırdığı pozisyonlar vardı. Bir de Galatasaray'ın ilk 45'te verilmeyen buz gibi bir penaltısı vardı. VAR, pozisyona YABANCI kaldı... Galatasaray'ın penaltısı güme gitti...
Okan Buruk, ilk yarıda temposuz ve kötü oynayan takımına müdahale yaptı. Kerem Demirbay ve Sallai'yi sahaya sürdü. İlk yarıda Hatayspor kalesine sadece 8 şut atan Galatasaray, ikinci bölümde Bekaj'ın kalesine şut yağdırdı, pozisyon üstüne pozisyona girdi. Öyle ki 60 ile 70. dakikalar arasında Galatasaray, tam 6 net gol pozisyonuna girdi. Hataysporlu Bekaj kalesinde devleşti. Osimhen büyük golcü ama çok ofsaytta kalıyor. Bu konuda kendisini geliştirmesi gerekiyor. Dün tonla gol pozisyonuna girdi Galatasaray... Ama sahada ne Gabriel Sara'sı ne de İcardi'si vardı. İcardi olsaydı belki de tarihi farkla kazanılacak bir maçtı.
Sallai, Jakobs, Kerem ve Berkan dün oynadıkları futbolla Galatasaray'ın takım kalitesinin gerisinde olduklarını bir kez daha gösterdiler. Galatasaraylı oyuncular belli ki 8 puan önde olmanın rehaveti ile maça hazırlanmışlar. Bir de Hatayspor'un puan cetvelindeki yerine bakmışlar belli ki... Rakibi ciddiye almazsan, rakip seni cezalandırır böyle... Hiçbir maç sahada savaşmadan kazanılmıyor. Galatasaray ilk yarıda savaşmadı, koşmadı ve faturası ağır oldu. Okan Buruk da Galatasaraylı oyuncuları maça motive edememiş. Hep '8 puanlık fark bize bir tuzak' dedi durdu Okan hoca; ama tuzağa da düşüldü böyle... Takım arkadaşları, Barış Alper Yılmaz'n yürekli futbolunun yarısı kadar bile mücadele edemediler dün.