Liverpool'u Rams Park'ta ezip geçerek Avrupa'nın yeni prensi olan Galatasaray'ın yeni kurbanı Bodo/Glimt oldu. Maça tahrip gücü yüksek bir futbolla başlayan Galatasaray, Bodo'yu daha üçüncü dakikada Osimhen ile avladı.
Bu golde Lemina'nın ince pası ve Osimhen'in şık dokunuşu jeneriklere geçebilecek güzellikteydi. Erken gelen gol, Rams Park tribünlerinden yükselen olağanüstü ses desibelini ve coşkusunu Mars'a kadar ulaştı.
Tribünlerdeki 55 bin Aslan'ın gol anındaki heyecanı ve sevinci, görülmeye değerdi.
Bodo, geride kalan iki maçın istatistiklerine bakıldığında turnuvanın en çok koşan takımlarından biriydi.
Hatta 2-2 berabere kaldığı Tottenham maçında tam 128 kilometre koşarak bu alında bir rekora imza atmışlardı.
Topla oynamayı çok seven, kanatları iyi kullanan ve rakip kaleye çok şut atan bir takımı ağırladık dün.
Galatasaray, Osimhen ile golü bulduktan sonra ilk 15 dakikada rakibin topla oynamasına ve oyun kurmasına izin vermedi. İlk yarının son bölümünde Bodo'nun Hauge ile kaçırdığı net bir pozisyon ve direkten dönen bir topları vardı.
Ama Galatasaray, Osimhen ile rakip kaleyi sürekti dövdü. Ve aradığımız ikinci golü yine Osimhen ile bulduk.
Bu golde Yunus'un takipçiliği ve presi rakibi hataya zorladı. Bu hatayı affetmeyen de Osimhen oldu.
Maçtan önce A Spor'da yaptığımız Bodo analizinde savunmada çok hata yaptıklarının altını çizmiştik. Öyle de oldu. Ön alan presimizde bocalayıp, acemice hatalar yaptılar. Biz de bu hataları affetmedik.
Hem hücumda hem ve oyunun savunma yönünde etkili bir maç çıkaran Sane, duran toplarımızı kullandı. Sane, oyunun bazı bölümlerinde topla dans etti, çabukluğunu ve kıvraklığını kullandı.
Bodo'ya adeta ecel terleri döktürdü.
Aman Allahım! 53'te akıl almaz bir gol kaçırdık. Osimhen kaptığı topla ceza sahasına girdi. Şut da atabilirdi.
Müsait durumdaki Yunus'a topu aktırdı.