Aslan parçası!

Okan Buruk, Bodo-Glimt maçını düşünerek, milli takımlardan yorgun dönen oyuncularını dinlendirmeyi tercih etti. Bu, beklediğimiz bir durumdu. Başarılı teknik adam doğru olanı yaptı. Zaten Singo sakat, Sanchez cezalı; Osimhen, Lemina, Jakobs ve Yunus yorgundu. Çok koşan, savaşçı Bodo karşısında dinç ve enerjik bir Galatasaray'a ihtiyaç var. Dün ilk 11'de çıkan oyunculara bakıyorum da... Sara geçen sezonki muhteşem futbolunun gerisinde.
İcardi çok iyi niyetli ama hazır değil. Kaan Ayhan savunmada zaman zaman ağır kaldı. Ama Kaan'ın ileriye uzun ve isabetli toplar da attığının altını da çizmemiz gerekir. Bu sezon beklentilerin uzağında kalan Leroy Sane, maça iyi başladı, çok koştu, savaştı ve golleriyle takımını sırtladı. Sane'nin böyle bir patlamaya çok ihtiyacı vardı. (A Spor'da Cuma günü Spor Gündemi programında şunları söylemiştim: 'Sane'nin bir patlamaya ihtiyacı var. Başakşehir maçı tam da Sane için bir patlama maçı olur. Sane'den goller bekliyorum.' Öyle de oldu. İşte Sane'yi kendine getiren maç bu maç oldu. Galatasaray hem maçı kazandı, hem de Sane'yi!
İlkay Gündoğan, Galatasaray'ın en iyi isimlerinden biriydi. Bir orkestra şefi gibi yönetti Galatasaray'ı. Hem hücuma hem de savunmaya büyük katkı verdi İlkay, Sane'nin golünde muazzam bir asiste imza attı. İlk yarıda çok yavaş ve temposuz oynayan Galatasaray, aslında net pozisyonlara da girdi. Özellikle Sara'nın 90'a doğru giden bir şutu var ki Muhammed jeneriklik bir kurtarış yaptı. İlk yarıda Uğurcan Çakır'a top gelmedi desek yeridir. Başakşehir ilk 45'te Galatasaray kalesine isabetli şut atamadı. Başakşehir'in ikinci yarıda Eldor Shomurodov ile bulduğu gol net ofsayttı. VAR'da bu pozisyonun bu kadar incelenmesini anlayamadım. Zaten net görünüyor Eldor'un önde olduğu. Galatasaray'ın rakibine böylesine bir pozisyon vermesi düşündürücü.