Yazıcıoğlu'nun yüzüğü!..

Yazıcıoğlu'nun yüzüğü!..

ZEKERİYA SAY

Merhum Recep Yazıcıoğlu...

16 yıl boyunca muhtelif ilçelerde kaymakamlık yaptıktan sonra 1984 yılında, henüz 36 yaşında iken "Türkiye'nin en genç valisi" olarak, memleketim Tokat'a atandı.

Yıllarca devletin "ceberut yüzünü" temsil eden bürokratlarla muhatap olan Tokat halkı, ilk kez yüzü gülen, spor kıyafetler giyerek sokaklarda dolaşan, esnafı ziyaret ederek sorunlarını dinleyen, halkının mutluluğu için çalışan ve yeri geldiğinde müesses sistemi "takır takır eleştiren" bir vali görüyordu.

Başta "Bu iş, çoluk çocuk işi değil" şeklinde eleştirilere muhatap olsa da Yazıcıoğlu, kısa sürede farkını ortaya koydu.

Tokat halkıyla el ele vererek, 1000 derslik parasıyla 3000 derslik ve lojman yaptı.

Öyle ki;

Bizim ilkokulun yeni binasının inşaatı sırasında, ders çıkışı öğrenciler olarak bizler de ustalarla birlikte tuğla taşıyarak, çalışmalara destek veriyorduk. Ayrıca bu süreçte 40 tane sağlık evi parasıyla 170 tane sağlık evi yapılması da işin cabasıydı.

"Hantal devlet" anlayışını icraatlarıyla yerle bir eden ve "Gençler; çiçekler ve kuşlar temiz havayı sever... Ya siz.." sorusuyla başlattığı kampanya sayesinde "Sigara ve içki"ye karşı amansız bir savaş başlatan Vali Yazıcıoğlu, Tokat'ta ziyadesiyle bulunan kahvehaneleri de kumar oyunlarından arındırarak "yeşil kıraathanelere" dönüştürmüştü. Bir yandan bürokratik, elitist ve merkeziyetçi sisteme yönelik ağır bir eleştiri bombardımanı başlatan, diğer yandan ise halkla kucaklaşan, bunun yanında "gazlı içeceklere, sigaraya, alkole savaş açıp; "süt, ayran içelim, kepekli ekmek yiyelim" kampanyaları başlatıp, doğa sporlarıyla ilgilenen Recep Yazıcıoğlu'nun "Tokat Valiliği" epey gürültü kaldırmıştı. Hem Tokat halkının hem de tüm Türkiye'nin en çok konuşulan ve sevilen isimlerinden biri olmuştu.

"Farklı" bir vali olduğunu daha ilk görev yerinde ispatlayan Yazıcıoğlu, Aydın'da da Erzincan'da, Denizli'de de bu tutumundan taviz vermedi. 1999 yılında bir kararname ile alındığı ve tam 3,5 yıl süren "Merkez Valiliği" sırasında da bildiğini okumaya devam etti.

"Dili yüzünden merkeze alındı" şeklindeki değerlendirmelere;

"Ben merkezde de rahat durmam. Dilim de, elim de rahat durmaz benim" sözleriyle karşılık verdi.

Çünkü!

Küçük beyinlerin kişileri, orta beyinlerin olayları, büyük beyinlerin ise sistemi tartıştığının fevkindeydi. Halkın kendisini "Don Kişot gibi yel değirmenlerine karşı kılıç salladığı" için sevdiğini biliyordu.

Kendisini, "Timur'un filleri karşısında tek başına kalan Nasreddin Hoca" gibi tarif eden Yazıcıoğlu'nun "lider" tanımını ise oldukça isabetliydi.

"Lider, kendinden üstün adamları etrafında toplamasını bilen kişidir..." diyordu.

Derken…

Daha önce iki kez ölümden dönen "Süper Vali" Recep Yazıcıoğlu,

2 Eylül 2003'te, Eskişehir-Ankara Yolu üzerinde geçirdiği trafik kazası sonucunda önce bitkisel hayata girdi. 8 Eylül'de, henüz 55 yaşında iken ruhunu Rahman'a teslim etti.

Recep Yazıcıoğlu'nun vefatının ardından kızları Rüveyda Durmaz ile Necla Yuvi, "Kanatsız kaldık babacığım" sözleriyle gözyaşı dökerken, o sırada tabutun başında duran oğlu Mehmet Kemal Yazıcıoğlu…

Babasının tam 30 yıl boyunca taşıdığı yüzüğünü parmağına takarak; "O'nun gibi sıra dışı ve korkusuz bir idareci olacağım" şeklinde iddialı bir açıklama yaptı.

O gün cenaze töreninde, acılı bir evladın ağzından dökülen ve orada unutulacağı sanılan o sözler… Tam 21 yıl sonra, 31 Mart 2024 yerel seçimlerinde, bir hakikat olarak tüm siyaset erbaplarının suratına