Yürüdükleri yolun sonunda zaten rezil olacaklardı!

İsmail Uğur Dündar,

Malum zihniyete göre "duayen gazeteci..."

Meslekte 53 yılı geride bıraktı.

"Türkiye'de gizli kamera ile özel hayata müdahale" geleneğini o başlattı.

100 yaşındaki Sivaslı Bekir Pehlivan'a "gizli çekim"le komplo kurup, "müritlerine edep yerlerini öptürüyor" şeklinde bir iftira attı...

"Büyücü Hoca" diye yaftaladığı Şerafettin Yardımedici ise şakağına sıktığı tek kurşunla canına kıydı.

Kurgu haberlerinde "konu mankeni" olarak kullandığı Ramazan Bayraktar, vaat edilen parayı alamadığı gerekçesiyle kendisini yakarak hayatına son verdi.

Dündar'ın çarpıtma haberleri yüzünden yetiştirme yurdundan atılan 8 genç ise üzerlerinden çıkardıkları giysileri yakarak tepki gösterdi.

Aktütünlü çocuklara, 'Köyümüzde öğretmen yok' demeleri karşılığında, 50'şer lira dağıttığı yazıldı, çizildi..

Sırf "Van Gölü Canavarını görüntüledim" diyebilmek için kiraladığı mandaları gölün soğuk sularına soktuğu iddia edildi.

"Usta gazeteci"likten ziyade "Usta tahrikçi"liği baskın olmalı ki, Dündar'ın hedef göstermesi sonucu, 28 Şubat sürecinde otobüslere doluşan bir grup CHP'li, Refah Partisi Gaziantep İl Teşkilatı'na baskın düzenledi.

"Tesettür faciası" olarak gündeme getirdiği ve Ertuğrul Özkök'ün bile "özür" dilemek zorunda kaldığı, "Konya Numune Hastanesi'nde görevli bayan doktorun 15 yaşındaki bir çocuğun testis röntgenini çekmediği" iftirasını içeren "Türk medya tarihinin en büyük asparagas haberi"nin altında onun imzası vardı.

2008'de Büyükada'da tecavüze uğrayan dizi oyuncusu A.A. adlı genç kızı canlı yayına bağlayarak, arka planda oynadığı dizileri ekrana getirip kimliğini deşifre etti.

Elinde kamera imalathane imalathane dolaşarak "hamamböceği" kovaladığı, "çatılarda namaz kılan öğrencileri" suçlu gibi gösterdiği programlar sayesinde astronomik rakamlarla transfer olurken, Maliye Bakanlığı Vergi Denetmenleri Bürosu Başkanlığı tarafından kazancını tam yansıtmadığı için "vergi peçecisi" ilan edildi.

1995, 1996 ve 1997 yıllarında, gelir beyannamesinde göstermediği milyarlarca liralık kazançlar dolayısıyla hakkında vergi kaçakçılığı cezaları kesildi.

Bir döneme damgasını vuran ünlü "dolandırıcı" Selçuk Parsadan'dan bile "Abi-kardeş gibiydik" dediği Dündar için "sözünde durmayan bir adamdır" ifadelerini kullandı.

Tüm bunları yapan kendisi değilmiş gibi, TRT'de hayat hikâyesini anlatırken, "Meslekte eski bir abim, bir gün bana, 'Uğur, bırak da, cenazeni kaldıracak dört tane adam kalsın' nasihatinde bulundu. Bunu unutamıyorum" ifadelerini kullandı.

Sözde "haber" kılıfıyla yarım asırdır dindar insanlara yönelik itibar suikastlarına imza atan Uğur Dündar,

Sözcü gazetesinde kaleme aldığı bir yazısında, son "Başbakan" Binali Yıldırım'a "hakaret" ettiği gerekçesiyle "şerefe karşı işlenen suçlar" kapsamında mahkum oldu.

Bu ceza aslında Uğur Dündar'ın gazeteciliğinin özetiydi.

Şimdi o Uğur Dündar'ın;

2003 yılında, Kıbrıs'ta katıldığı bir konferansta, salonu dolduran gençlerin gözlerinin içine baka baka, "Sanat için Allah rolünü bile oynarım" deme küstahlığında bulunan...

Gerçekte ise kâh "mayo ile şezlongda uzanan bir kadını" kâh "kârhane işleten bir "eşcinseli" canlandıran...

60 yıldır sahnelerde olmasına rağmen, ancak "İsmail Dümbüllü Onur Ödülü" gibi birkaç kıytırık ödüle sahip olan...

25 yıl önce, Altın PortakalFilmFestivali'ne katılmak için gittiği Antalya'da, kaldığı otelin balkonuna çırılçıplak çıkarak, bugünlerde salgına dönüşen ahl