"Kadın satan" vergi rekortmenleri tarih oldu!

"Cumhuriyet"i kurduktan sonra dümeni Amerika'dan yana kıran CHP yönetimi, 1946 yılında sözde "ittifak" için Türkiye'ye gelen ABD zırhlısı Missouri için benzeri görülmemiş hazırlıklar yapmıştı.

Amerikan askerlerinin gezeceği sokakları temizleyen, "hoş davranmaları" için eğlence yerlerine talimat veren CHP'li yöneticiler, "Coni"lerin özel ihtiyaçlarını karşılamak için de Karaköy'deki genelevleri boya-badana yaptırmış, en güzel fahişeleri İstanbul'a getirtip, misafirleri hastalık kapmasın diye bir de muayeneden geçirmişti.

Hayat kadınlarının göbeklerine İngilizce "Hoş geldiniz" anlamına gelen "Welcome" yazdırılması ise rezaletin dibiydi.

İstanbul'un göbeği Karaköy'de bu ülkenin kızlarına para karşılığı fuhuş yaptırılan o kerhaneler daha sonra mesleği "terzilik" olan Ermeni kökenli Matild Manukyan'a geçti.

Karaköy Zürafa Sokak'ta bulunan 42 tane genelevin 38'inin sahibi olan Manukyan, fuhuştan kazandığı paraları gayrimenkule yatırarak "emlak zengini" oldu.

Asla "Hıristiyan fahişe" çalıştırmayan

Hatta Romanya'dan getirdiği küçük kızları önce İstanbul'daki müftülüklere götürüp, "ihtida" töreni düzenleyerek Müslüman yapan, ardından kerhanelerde bedenlerini pazarlayan Manukya'nın tam 50 dairesi, 50 dükkanı, 4 hanı, 4 yazlığı, 38 genelevi, 40 binası, 2 fabrikası ve 5 oteli vardı.

Dahası Manukyan'ın kiracıları arasında kamu kurumları bile bulunuyordu.

Dönemin "aciz" muktedirleri yüzünden Şişli Belediyesi ile Şişli Adliyesi, Manukyan'a ait binalardan sözde vatandaşa hizmet sunuyordu.

Genelevlerden kazandığı paraları gayrimenkule dönüştüren Matild Manukyan buradan aldığı kiralarla defalarca vergi rekortmeni oldu.

CHP'nin yavrusu SHP'nin ortağı olduğu dönemin zavallı koalisyon hükümetleri, bu ülkenin kızlarının bedenlerinden kazandığı parayla 1990, 1991, 1992, 1993, 1994 yıllarında vergi rekorunu kimseye kaptırmayan Manukyan'ı ödüle boğdu.

En trajik yanı ise "küçük yaşta kızlara" fuhuş yaptıran Manukyan'ın kendi mülkiyetindeki Şişli Adliyesi'nde yargılanmasıydı.

1992 ve 1994 yılında, söz konusu suçtan bir ara gözaltına alınsa da polis aracıyla geldiği kendi adliye binasından lüks makam aracıyla ayrıldı.

Rahmetli Mehmet Şevket Eygi, o dönem Manukyan'ın gözaltına alınıp sonra da elini kolunu sallaya sallaya Şişli Adliye binasından ayrılmasını şöyle eleştiriyordu;

"Yaşı küçük ve kaçak fahişe çalıştıran, ruhsatsız evler işleten Madam'ın gözaltına alınmasıyla serbest bırakılması arasında fazla bir vakit geçmedi. Madam, tutuklanma talebiyle Şişli Adliyesi'ne sevk edildi. Kirada oturan Şişli Adliyesi'nin ev sahibi kimdi biliyor musunuz Madam Manukyan tabii... Kira ödeme günü de Madam'ın adliyeye getiriliş tarihine tesadüf etmişti. Aman ne tesadüf, aman ne tevafuk! Gelmişken kirayı da alıverseydi bari. Ev sahibesi Madam'ın dosyası incelendi, tutuklanmayı gerektirecek bir husus bulunamadı ve icabı düşünüldü. Madam serbestsiniz! Vive la liberte! Binasının sahibi bulunduğu Adliye'ye polis arabasıyla getirilen Madam, oradan acaba Rolls Royce limuzini ile mi dönmüştür Bu hususu öğrenemedim."

Kerhaneci Matild Manukyan'ın ardından vergi rekortmenliği Aydın Doğan'a geçmişti.

"Medya patronu" olan Aydın Doğan'ın bir dönem kendi gazetelerindenkupon karşılığında "Emmanuel 2000" isimli erotik içerikli VCD seti dağıtması da oldukça ibretlikti.