Dün bir kez daha "İyi ki Akit var" dedik!

Dün bir kez daha "İyi ki Akit var" dedik!

ZEKERİYA SAY

2007 yılıydı…

Kemalistlerin ruhani lideri Yılmaz Özdil, o dönem henüz gerçek yüzünü tam olarak göremediğimiz FETÖ ihanet örgütünün propaganda bültenlerinden "Cihan Haber" dergisine verdiği mülakatta, gazetemiz hakkında konuşmuştu…

Maske takmayan gazete Vakit (2010'da sonra Yeni Akit olduk) dediği gazetemiz için;

"Vakit Gazetesi ne söyleyecekse kendisi söylüyor. Yani manşetinden söylüyor. Vakit imzasıyla yapıyor bunu. Dolayısıyla yazarlarının görüşleriyle bir maske takma ihtiyacı hissetmiyor. Maske takmayan bir gazete. Benim okumadan geçemeyeceğim bir gazete Vakit" diyerek, gazetemizin talimat almadan yazan tek gazete olduğunu itiraf etmişti.

"Gelene ağam gidene paşam" demeyen, ne söyleyecekse erkek gibi manşetten söyleyen Akit'in, bu tür hüsnü şehadetlere elbette ihtiyacı olmadığını zaten en iyi okuyucularımız biliyor.

Zira!..

Hak ve hakikat mücadelesinde 30 yılı geride bırakan gazetemiz Akit, vesayetin dorukta olduğu, Müslümanların üvey evlat muamelesi gördüğü, dönemin kudretli paşalarının BÇG ve ÇCG planlarıyla susturma planları yaptığı, binası kaleşnikoflarla tarandığı ve polis panzerleriyle basıldığı meş'um 28 Şubat sürecinde bile inandığı değerleri manşetinden yiğitçe savundu.

Kendi halkını bellemeye çalışan cuntacıları "Bellendiniz Paşam" manşetleriyle millete belletti.

Halkına zulmeden vesayet kuklalarını "Nemrut" manşetleriyle ifşa etti.

Mazlumların hakkını gasp eden postalcıların ardından, "Hakkımızı helal etmiyoruz" manşetleri atarak, nasıl "dik" durduğunu dosta düşmana gösterdi.

Dayatılana boyun eğmeyen, karanlık mihrakların oyunlarını bozan, gaflete ve ihanete geçit vermeyen, sessizlerin sesi, mazlumların umudu olan Akit'in tek korktuğu şey kul hakkı yemek ve iftira atmak oldu.

Gerçek yüzleri ifşa olana kadar kimseyi hedef almadı.

Bu ülkenin öz evlatlarının hakkını savunmak ve manevi değerlerimize yönelik tazyikleri bertaraf etmek için her türlü çileye göğüs gerdi.

Somut bilgi ve belgelere dayanan haberleriyle, hatalı uygulamaların sona ermesinde, millet ve ümmet hayrına icraatların hayata geçirilmesinde hep öncülük etti.

Uzun yıllar Marksist-Leninist çizgide siyaset yapan ve hidayete erdikten sonra bir dönem "Türk Medya"yı satın alarak millete önemli hizmetler eden işadamı Ethem Sancak, medya grubumuza yönelik bir ziyaretinde; "Akit bizim Kutup yıldızımız" diyerek, kritik meselelerde bizden ilham aldıklarını itiraf etti.

"Mihriban" şairi Abdurrahim Karakoç ve "Tarihi herkese sevdiren" Yavuz Bahadıroğlu gibi güçlü kalemler, "Bizi Akit'ten başkası taşıyamaz" diyerek, doğruyu ancak bu mecradan haykırdıklarını açıkça söyledi.

Akit'in her daim zulmün karşısında, millet ve memleket meselelerinin safında yer aldığını itiraf eden isimlerden biri de günde iki kez doğruyu gösteren bozuk saat misali, Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan oldu.

Attığı iftiralarla ve yazdığı manipülatif haberlerle sık sık cezaevine giren Pehlivan, "Şecaat arz ederken sirkatin söyleyen merdi kıpti" misali…

Akit'i karalamak isterken, gazetemizin her yazdığının milli iradenin meşru temsilcisi olan iktidar kanadında kabul gördüğünü söyledi.

Yandaş gazeteci Pehlivan, dün kaleme aldığı "AKİT'İN MAYINLI ARAZİDEKİ GÖREVİ" başlıklı yazısında, gazetemizin adeta kangrene dönüşen kritik meselelerin çözülmesinde üstlendiği rolü itiraf etti.

Akit'i eleştirmek isterken "Akit'in her dediğinin gerçekleştiğini"