Arkasından koşan yok ama konuşan çok!

"Babam gibi" dediği Kılıçdaroğlu'nun tensibiyle aday yapıldı.

"Her şey çok güzel olacak" diyerek İBB'ye Başkan seçildi.

Koltuğa oturur oturmaz, "musakka - antrikot" şovuna imza attı.

Beylikdüzü Belediyesi'nin logosundaki "Kırlangıç"ı eşcinsel sapkınların renklerine boyadığı yetmezmiş gibi İBB'nin logosunu da sapkın homoların paçavralarına benzetti.

Ardından İBB bünyesinde "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" birimi kurmaya ve sapkınlığı meşrulaştırmaya çalıştı.

Bu girişimi AK Parti ve MHP'nin şerefli Meclis Üyelerine takılınca, bu kez belediye personeline zorunlu "eşcinselleri tanıma" dersi verdi.

İstanbul'a nefes aldıran dikey bahçeleri kaldırıp, duvarları LGBTİ renkleriyle kirletti.

Yetmedi, İBB'de eşcinsel personel istihdam etti.

Utanmadı, Müze Gazhane'nin duvarına "cinsel organdan" canavar çizdirdi.

Daha ne kadar ileri gidebilir diye düşünürken Eyüpsultan gibi manevi iklimi yüksek bir ilçede, ecdat yadigârı Feshane'de, mütedeyyin kesimin tepkisine rağmen içerisinde sapkın homoların propaganda görselleri ve Satanist sembollerin olduğu rezil bir sergi açtı.

Hizmet derseniz o da lafta kaldı.

Başkanlığının henüz 50. gününde tatile çıktı

İnsanlar sel sularında boğularak ölürken, Bodrum'da gününü gün etti..

Elazığ'da deprem sonrası enkaz kaldırma çalışmaları sürerken, Palandöken'de kayak yaptı...

İstanbul halkı kar felaketiyle boğuşurken, lüks bir balıkçıda İngiliz elçiyle keyif çattı

Seçimlerden önce "İstanbul'un kaynakları kendisine yeter' dediği halde, belediyeyi borç alamaz hale getirdi.

Ucuz gıdadan kültür sanata, nakdi yardımlardan sporcu teşvikine kadar verdiği vaatlerinin üzerine yattı.

"İstanbullu sağlıkta rahat edecek", "40 semte 40 doğumevi" sözünü verdiği halde, 5 yılda bir tane bile doğumevi yapmadı.

1 milyon 855 bin öğrenciye destek sözü verdiği halde, burs verdiği öğrenci sayısı 100 bini bulmadı.

"30 yüzme havuzu", "30 kapalı spor salonu" gibi sözleri havada kaldı.

"Engelliler için "10 Gündüz Bakım Evi", yaşlılar için "5 Alzheimer Gündüz Bakım Evi" ile "10 yeni huzurevi" henüz açılmadı.

Görevi bitmek üzere ama henüz acil şekilde hayata geçireceğini söylediği "150 kreşi" tamamlayamadı.

"İstanbul yeşile kavuşacak" dedi, Dolmabahçe'deki asırlık çınarları katletti.

HDP'li Pervin Buldan ile diktiği fidandan ve mezarlığa bıraktığı ibrikten başka çevre çalışması yapmadı.

"Organize Hayvancılık Bölgeleri", "Üreticiden Tüketiciye Gıda Zinciri", "Kent Tarımı" gibi vaatleri kâğıt üstünde kaldı.

Çamlıca Kulesi kadar süt dağıtmakla övündüğü halde fahiş fiyata aldığı o sütlerin reklamını yapmadığını iddia etti.

Çok geçmeden insanların bevlettiği pisuvarların başına bile süt dağıtımı ile ilgili reklam broşürleri astığı ortaya çıktı.

Liyakatli personeli işten atıp yerine 44 bin yandaşını doldurdu.

Yoksullar kendilerine vaat edilen "2020 TL'lik nakdi yardımı" beklerken, havasını aldı.

Suya, ekmeğe, toplu ulaşıma astronomik oranda zamlar yaptı.

Vatandaşın, "İnsani Su Kullanım Hakkını" bile kesti.

"Kesinlikle ucuzlayacak" dediği toplu ulaşıma daha bir hafta önce zam yaparak tek basım akbilin fiyatını 17 lira 70 kuruşa yükseltti.

3,5 yılda zorla 300 otobüs alırken bir o kadarını hurdaya çıkardı.