Rüya gibi bir kamptı (III)

Erzincan kampımız, geçen hafta Cuma günü sabah 09.00'da İstiklal Marşı ve anlamlı bir Kur'ân tilaveti ile başladı.Müftümüzün ayarladığı Cami-i Kebîr İmam Hatibi hocamız çok yürekten, günün anlam ve önemine binaen özenle seçilmiş ilim, hikmet, tefekkür âyetleri okudu. Rektör Hocamız Akın ve Belediye Başkanımız kısa bir selamla konuşması yaptı. Erzincan Valimiz, aynı zamanda doçent olduğu için güzel bir açılış konuşması yaptı, ülkemizin entelektüel ve akademik hayatının nasıl sıçrama yapabileceği ve bu süreçte bizlere düşen rolü zihin açıcı bir şekilde özetledi.Sonra iki kampımızdan ilkini, Kudüs Araştırmaları kampını açıyoruz. Almanya'dan ve Azerbaycan'dan da güzel makale sunumları var. Makaleleri ve yazarlarını teker teker yazmak isterdim ama o zaman bu yazı hiçyetmez, en az bir kaç yazı daha yazmam gerekir.Cuma günü, Cuma'dan sonra makale sunumlarımız başladı. Akşama kadar kısa namaz ve çay araları dışında pür dikkat sunumları izledik hepimiz. Vakit geç oldu. Kimse yerinden kıpırdamadı neredeyse. Sunumlar dikkatle dinlendi, notlar özenle alındı. Canlı olarak da hem Türkiye'nin hem de dünyanın dört bir tarafından izlendi makale sunumlarımız heyecanla.ŞEHİRLERİN RUHU NEREYE UÇTUBüyümemiş şehirleri seviyorum. Sahici ve samimi oluyorlar.Özlerini, kimliklerini koruyorlar.Bir ruhları oluyor bu şehirlerimizin.Erzincan da ruhu olan, ruhunu koruyabilen şirin şehirlerimizden biri.Sanayileştikçe şehirlerimiz tecavüze uğruyor.Aslında sanayileşme şehirler için kaçınılmaz gibi. Hem sanayileşmek hem de kimliğini koruyabilmek mümkün değil miBiraz zor bir soru bu: İmkânsız değil, elbette mümkün. Modernlik, ruhun düşmanıdır. Ruhu yok edebildiği ölçüde modernlik varolabilir.Modernlik, maddî uygarlığın, din-dışı uygarlığın kurucu kaynağıdır. Modernliğin kurucu kentleri, Londra'nın, Paris'in, Viyana'nın bir kimliği vardır ama ruhu yoktur o yüzden. Yine bu yüzden Eyfel Kulesi dikildiğinde Paris'in göbeğine, ilkin şairler, düşünürler "kşm sapladı Paris'in kalbine bu hançeri" diye isyan ettiler, "bu tecâvüzdür, kabul edilemez!" dediler.Ama modernliğin kurucu kentleri ruhsuz da olsa, tarihî karakterlerini, kimliklerini, kişiliklerini koruyor. Tek bir farkla: Plastik bir işlev görüyor; plastik işlev, ruhun taklidinin yapılmasıdır. Brugges plastik bir şehirdir. Müze şehirdir. Ruhu yoktur, kuru estetik haz verir size. Strazburg da öyledir, Prag da. Floransa da öyledir, Bologna da. Roma için ayrı bir bahis açmak gerekir. Roma ruhunu yitirdiğinin bilincinde olan, ruhunu yitirmesine isyan eden, yaşamayan, hortlak bir şehirdir. İsyanın, öfkenin patlaması. Yaşayan şehirlerin izini sürdüm hep: Hem bu dünyayı, çağı duyabileceğiniz hem de kendini, kendi sesini ve nefesini soluyabileceğiniz şehirlerin izini... Böyle şehirler pek görmedim, göremedim bizim medeniyet coğrafyamızda. Batı'da gördüm. Çağı Batılılar şekillendirdiği için Batı'da hem çağı hem de kendini yaşayan şehirler gördüm: Küçük şehirler daha çok. Edinburg meselâ. Orta ölçekli Avrupa ve Amerika şehirleri. Küçük güzeldir, demişti Schumacher. Kesinlikle öyle.BALKAN ŞEHİRLERİNDE YAŞIYOR OSMANLI'NIN RUHUBalkanlar'da yaşıyor Osmanlı'nın ruhu, Osmanlı'nın kendisi. Balkan şehirlerinde Osmanlının ruhu. Üsküp'te, Prizren'de, Priştine'de, Kosova'da, Saraybosna'da. Bizde Osmanlı ruhunu duyacağımız, şiirini yaşayacağımız şehirlerimiz kalmadı. Hepsi tecavüze uğradı! Kapitalizmin, çarpık kentleşmenin tecavüzüne... Yıkım kaçınılmazdı.ERZİNCAN'IN RUHUNU DUYMAK VE YAŞAMAKErzincan güzel bir şehir. Ruhunu az çok görebiliyorsunuz, yaşayabiliyorsunuz. Merkezî, sembolik değeri güçlü tarihî yapıların etrafında halkalanabilirseniz, şehri duyabilirsiniz. Şehrin çağrısını da.Cami-i Kebîr ve çevresi böyle mekânlarından biri Erzincan'ın. Dışarılara, ortadan şadırvanının bulunduğu avlunun da ötesine taşan, camiyi lebaleb dolduran cemaate, yüzüne baktığımda, şehrin yaşatan ruhunu görüyor insan. Zamana meydan okuyan şehirleri ve mekanları böyledir işte bizim medeniyetimizin.Erzincan maneviyatı olan bir şehrimiz. Bölgenin maneviyat merkezi dense yeridir.Beylikler dönemi, sonra Selçuklular, Anadolu'nun şehirlerinin manevî harcını kardılar: Farklı beyliklerden,