"Gaziantep pasaportu"nu alacağım! Az kaldı

Sabah, çok erken bir saatte evden çıkıyoruz. Eşim bırakıyor Sabiha Gökçen'e. Yollar bizim: Bomboş. Nefes alıp verinceye kadar havaalanında buluyoruz kendimizi. İstanbul'u yaşanmaz kılan, çirkinleştiren, trafiği: Bu trafik olmasa İstanbul 30-40 milyonu bulur. Trafiğin çekilmez olması, İstanbul'un nüfusunun kontrolden çıkmasını önlüyor bir bakıma. İstanbul, "altın yumurtlayan tavuk" olarak görülmüş, özellikle Menderes'li yıllarda: Türkiye'de hızlı bir endüstrileşme hâdisesi yaşanınca herkes gözünü İstanbul'a dikmiş: İkinci Dünya Savaşı'nın savaşa girmememize rağmen halkın açlık ve kıtlıkla kıran kırana boğuştuğu, Millî Şef İnönü'nün milletin iki hayvanından birini vergi olarak zorla elinden aldığı, İslâm'la ilgili her şeyin izinin silindiği, ölüleri kaldıracak imamların kalmadığı, evlerde bile Kur'ân öğretilmesinin yasaklandığı CHP Faşizminin millete kan kusturduğu yıllar Havaalanına bomboş yollarda anında damlayıveriyoruz. Anadolu Jet'in AJet'e dönüştürülen ama bir kaç saatlik rötara "bana mısın" demeyen vurdumduymazlığı nasılsa geç kalkar diyerek havaalanında güvenliklerden geçerken koşuşturmamızı engelliyor. Rahat geçiyorum güvenliklerden. Yarım saat rötarlı kalkıyor sadece. Beni karşılayacak Gülşen Hanım'ın kardeşi Uğur Boz kardeşe ve ille de geleceğiz diye tutturan MTO Gaziantep'imizin kurucu temsilcisi Gökçe Bilge Törer ve değerli eşi Selim Bey kardeşime uçağımızın yarım saat rötarlı kalkacağını haber veriyorum. Yarım saate şükür yine de, diyorum. Havaalanından Orkide Pastanesi'ne geçiyoruz. Güzel bir kahvaltı geliyor ama sabah sabah koyu bir sigara bırakma muhabbetine dalıyoruz. Beni "yahu bu Yusuf Kaplan'ın sesi değil mi" diyerek sesimden tanıyan pastanenin sahibi Hakan Açıkgöz'ün "bizim yanımıza gelmek istediği" bilgisi geliyor. Buyursun, diyoruz. Orkide Gaziantep'in en temiz pastanelerinden biriymiş, Cumhuriyet tarihi boyunca insanların buluşup muhabbet ettikleri ve Gaziantep'in kültüründe yeri olan bir mekânmış. Hakan Bey, dedelerinin babalarından beri bu işi yaptıklarını söylüyor. Mekân çok büyük, masalar da tıkış tıkış yerleştirilmemiş. Hakan Bey "fazla etkileşimi önlemek için masaları birbirine yakınlaştırmadık" deyince takdir ediyorum. Ama insanlara güler yüzle nazik bir şekilde hizmet verdiklerini ilâve ediyor Hakan Bey. TAHMAZOĞLU'NUN GAZİANTEP'E KİMLİĞİNİ VE KARAKTERİNİ KAZANDIRAN ESERLERİ Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu ile görüşüyoruz. Gaziantep dışındaymış "Cuma'ya yetiştirim, Millet Camii'nde buluşuruz hocam" diyor. Said Şahin Tahmazoğlu'nun sağ kolu. Her şeyi adeta. Millet Kütüphanesi'nde buluşuyoruz. Bize kütüphaneyi gezdiriyor. Kütüphane, Beştepe'deki Kütüphane örnek alınarak yapılmış, ondan biraz küçük ama büyük bir eser. Resmî açılışı yapılmamış ama kütüphane tıka basa dolu: Bütün katlarda gençler kapanmışlar kitaplarına çalışıyorlar. Liseliler, üniversiteliler, TUS sınavına, KPSS sınavına hazırlananlar, kitap okumaya gelenler yaşayan bir mekâna dönüştürmüşler kütüphaneyi. Dergiler bölümünü de gezip bu güzel eseri Gaziantep'e kazandırdığı için Tahmazoğlu başkana hepimiz teşekkür ederek çıkıyoruz kütüphaneden. Karşısında Kongre ve Kültür Sarayı. Bölgenin en büyük konferans salonları burada. Çok konferans verdim orada. Çok kullanılışı, estetik ve kimliği olan güzel bir eser bu. Şimdi İstanbul Valisi olan Davut Gül Valimizin kulaklarını çınlattık kongre binasını görünce. 2.500 kişilik salonda liseli talebeleri toplamış, Büyükşehir Başkanımız Fatma Şahin Hanım'ın diğer ilçe belediye başkanlarımızın ve kaymakamlarımızın da öğrencilere "nerede defteriniz kaleminiz sizin Siz ne biçim talebesiniz" diye çocukları kışkırtarak başladığım, iki saat kesintisiz süren ve pür dikkat dinlenen konferansta valimizin ve belediye başkanımızın da ellerindeki defterleri sallayarak "bakın, biz de not alıyoruz!" diyerek herkese defterlerini göstermeleri, çocukları ve beni de nasıl motive etmişti, hiç unutamam. ŞAHİNBEY MİLLET CAMİİ, GAZİANTEP'E RUH KATMIŞ! Cuma için Şahinbey Millet Camii'ndeyiz. Çamlıca Camii örnek alınarak yapılmış ancak Çamlıca Camii'nden biraz daha küçük ama daha estetik! Gaziantep Müftümüz Dr. Hüseyin Hazırlar kürsüden vaaz ediyor, ardından hutbeyi okuyup namazı kıldırıyor. "Hocam sizi görünce daha bir heyecanla ve şevkle konuştum, manevî enerji veriyorsunuz," dedi namaz sonrasında buluştuğumuzda. Çok gayretli müftülerimizden biri Hüseyin hocamız. Diyanet Kitabevi ve gençlik merkezi'nin açılışı için davet ettiklerinde tanışmış ve şehri