Medeniyet Tasavvuru Okulu (MTO) olarak bu yıl 4 şehrimizde 9 akademik kamp yaptık. Akademiye ruh, entelektüel hayata derinlik katacak benzersiz, leziz kamplarımız oldu. Ülkemizin ve bölgemizin geleceğini inşa edecek düşüncede, fıkıhta, matematikte, metafizikte, bütün sanat türlerinde parlak öncü kuşakların tohumlarını ekecek muhteşem makale sunumları yapıldı. Biz vazifemizi yapıyoruz, ülkemizi kurda kuşa yem etmeyeceğiz. 10 yılda 100 yılın tohumlarını ekeceğiz biiznillah.
Aydın kapımızın her aşamasında bize desteklerini esirgemeyen Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Bülent Kent hocamıza yürekten teşekkür ediyorum. Bülent Kent hocamızın her bakımdan sorunlu bir üniversitenin nasıl ayağa kaldırılacağını gösteren öncü akademik çalışmalara imza attığını gözlemledim, tebrik ediyorum.
Kamplarımızın bütününü ve sonuncusunu MTO Azerbaycan temsilcimiz Vuqar Azizov kardeşimizin nefis ve leziz kaleminden sizlerle paylaşıyorum.
1. KAPIKOCAELİ: BİLME'NIN MAKAMI
Her medeniyet yolculuğu, aslında bir dervişin iç yolculuğudur. Her kamp, bir şehirden öte, bir mertebenin ismidir. Bu yolculukta şehirler mekân değil, makamdır; mesafeler değil, derinlikler aşılır.
Hakikate yürüyen bu yol, üç mertebede okunur: Bilmek-Bulmak-Olmak. Ve bu yürüyüş, hem enfüsî (içe doğru) hem âfâkî (dışa doğru) iki kanatla yapılır.
Yol, İstanbul'un kalbinden çıkar ve Kocaeli'nin kapısında başlar. Kocaeli, hukukun ölçüsüyle nizamı, sanatın inceliğiyle güzelliği öğreten ilk makamdır.
Burada derviş, aklını temizler; niyetini düzeltir. Çünkü bilmek, sadece zihni doldurmak değil; ölçüyü öğrenmek ve güzelliğin izini sürmektir. Hukuk, hakikatin çizgisini çizer; sanat, ona ruh ve letafet verir.
Kocaeli'nde yolcu şunu anlar: Bilgi, ölçüyle şereflenmedikçe hikmete dönüşmez.
Bu yüzden Kocaeli, "BİL" mertebesinin eşiğidir. Burada derviş, âfâkî olarak hukukun ve sanatın medeniyetteki yerini görür; enfüsî olarak niyetini ihlâs ile terbiye eder. Kapı açılmıştır, yol başlamıştır.
2. KÖPRÜÇORUM/OSMANCIK: BULMA›NIN İMKÂNI
Kapıdan giren derviş, köprüye ulaşır: Osmancık. Bu şehir, doğu ile batı arasında köprü, kök ile menzil arasında bir bağdır. Burada hem topraklar hem de zamanlar birleşir.
Tarih felsefesinin sesi Osmancık'ta yankılanır: "Sen sadece bugünün değil, göklerin de yolcususun. Göklerin ise köklerinden başlar." Geçmiş, istikamet için bir pusuladır. Derviş burada şunu kavrar:
Bulmak, dışarıda bir şey keşfetmektir; kendi yerini, kendi yolunu keşfetmektir.
Çorum/Osmancık, "BUL" mertebesinin durağıdır. Âfâkî olarak tarih sürekliliğiyle konuşur; enfüsî olarak derviş, kendi hikâyesini büyük hikâyeye bağlar. Köprüden geçmeyen, ufka varamaz.
3.DAMARERZİNCAN: OLMA'NIN MAKAMI
Artık derviş, Erzincan'a varır: Manevî akışın ana hattı, hakikatin damarı. Burada nefes derinleşir; bilgi, hâle dönüşür. Erzincan, ilmin ve hikmetin birlikte aktığı bir medeniyet ırmağıdır.
Eğitim ve bilim burada araç olmaktan çıkar, irfanın taşıyıcısına dönüşür. Çünkü Erzincan öğretir:
Bilgi yetmez; bilgiden şahsiyet doğmadıkça insan hakikate eremez.
Burada akıl-kalp-ruh üçlüsü birleşir. Derviş, öğrendiğini hayatına nakşeder; akıl yöntemi bilir, kalp mânâyı taşır, ruh maksada yönelir.
Erzincan, "OL" mertebesinin merkezidir. Burada derviş, kendi hakikatine kavuşur; fakat yol burada bitmez, çünkü olmak, tebliğe dönüşmedikçe kemale ermez.
4. UFUK AYDIN: HAYATIN VE FITRATIN MAKAMI
Yolculuğun son menzili Aydın'dır. Ege'nin kadim toprakları, tarih boyunca medeniyetlerin buluştuğu bir sahil, fıtratın berrak aynasıdır. Burada her taş, her dal, her rüzgâr bir hikmet taşır; geçmişin bilgeliğiyle bugünün ruhu arasında sessiz bir diyalog kurar.
ENFÜSÎ BOYUT
Aydın, dervişin kendi iç yolculuğunda olgunlaştığı, öğrendiğini yaşadığı yerdir. Eğitim ve bilgi Erzincan'da damara dönüşmüş, akıl-kalp-ruh üçlüsü birleşmişti; şimdi bu birleşim Aydın'da hayata dökülür. Fıtrat burada rehberdir; insanın tabiatı, eğilimleri ve ruhî eğilimleri, hakikatin yolunu aydınlatır. Aile, ilk medrese, ilk öğretmen, ilk rehberdir. Burada derviş şunu idrak eder: Hakikat, yalnızca bireyde bitmez; onu topluma taşıyan irade ve sevgiyle kemale erer.