Küresel enerji piyasaları, jeopolitik fırtınaların gölgesinde sarsılıyor. Brent petrol 67,75 dolara gerilese de, Rusya-Ukrayna savaşı, Kızıldeniz'deki Husi saldırıları ve ABD'nin Hindistan'a yönelik olası yaptırımları fiyat dalgalanmalarını körüklüyor. Avrupa'nın gaz stokları %95 doluluğa ulaşsa da, Rusya'nın ihracatı %80 azalttığı için LNG talebi artıyor; Çin'in ekonomik toparlanması bu talebi %15 yukarı çekti. Türkiye, enerji ihtiyacının %75'ini ithal eden bir ülke olarak bu kaostan doğrudan etkileniyor. 2024'te enerji ithalat faturası 70 milyar dolara yaklaşırken, 2025'in ilk yarısında %8 artarak 35 milyar doları buldu. Peki, Türkiye son yıllarda attığı adımlarla bu kırılganlığı ne kadar azalttı 2030 ve 2053 enerji hedeflerinde nerede Rakipleriyle yarışta nasıl bir konumda IEA, Ember ve TÜİK verileriyle bu sorulara yanıt arayalım.
Küresel Enerji Sahnesi ve Jeopolitik Riskler
Rusya-Ukrayna savaşı, 2022'den beri enerji piyasalarını altüst etti. IEA'ya göre, Rusya'nın Avrupa'ya gaz ihracatını %80 kesmesi, 2023'te fiyatları tarihi seviyelere taşıdı; 2025'te LNG ithalatı %40 arttı. OPEC+ üretim artırırken, ABD'nin yeni LNG terminalleri arzı dengelemeye çalışıyor. Ancak Ember'in 2025 raporuna göre, fosil yakıt talebi 2030'da zirve yapacak; yenilenebilir kaynaklar aynı yıl kömürü geçerek en büyük enerji kaynağı olacak. Ortadoğu'da Husi saldırıları, Kızıldeniz ticaretinin %12'sini tehdit ederek petrol fiyatlarında %5-10 dalgalanma yarattı. Çin'in LNG talebindeki artış, küresel rekabeti kızıştırıyor.
Türkiye için bu tablo, hem risk hem fırsat. Enerji ihtiyacının %75'i ithal: doğalgazın %99'u, petrolün %90'ı dışarıdan. TÜİK verileri, jeopolitik risklerin 2025 enflasyonunu %2-3 artırabileceğini öngörüyor. Enerji güvenliği, bu nedenle yalnızca ekonomik değil, stratejik bir mesele.
Türkiye'nin Enerji Hamleleri: Bağımsızlığa Giden Yol
Son beş yıl, Türkiye'nin enerji bağımlılığını kırmak için attığı adımlarla şekillendi. 2020'de Karadeniz'deki Sakarya Gaz Sahası'nda keşfedilen 710 milyar metreküplük rezerv, 2023'te üretime başladı. 2025 itibarıyla saha, günlük 10 milyon metreküp gaz sağlıyor – bu, ihtiyacın %5'i ve 2026'da %10'a çıkacak. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, bu keşfin ithalat faturasını yılda 2-3 milyar dolar azalttığını hesaplıyor.
Yenilenebilir enerjide de ilerleme var. YEKA ihaleleriyle güneş ve rüzgar kapasitesi %50 arttı; 2025'te yenilenebilir kurulu güç 60 GW'a ulaştı (toplamın %55'i). Hidroelektrik %30, rüzgar %12, güneş %10 pay alıyor. Ember'e göre, 2024'te yenilenebilirden 150 TWh elektrik üretildi; kömürün payı %35'ten %25'e geriledi. Akkuyu Nükleer Santrali'nin ilk reaktörü 2025'te devreye girdi; tam kapasiteyle (4.800 MW) ihtiyacın %10'unu karşılayacak. YEKA-4 güneş projesi ise 1.000 MW'lık yeni yatırımı müjdeliyor.
IEA'nın Net Sıfır Senaryosu, Türkiye'nin enerji verimliliği politikalarının (örneğin, binalarda yalıtım) 2030'a kadar emisyonları %20 azaltabileceğini gösteriyor. TÜİK, ithalat bağımlılığının 2019'daki %77'den 2025'te %72'ye gerilediğini raporladı – küçük ama anlamlı bir adım.
2030 ve 2053 Hedefleri: Neredeyiz
11. Kalkınma Planı ve Ulusal Enerji Planı, 2030 için iddialı hedefler koyuyor: Yenilenebilir pay %50, enerji verimliliği %20 artacak, emisyonlar %30 azalacak. 2053 vizyonu ise tam bağımsızlık: İthalat bağımlılığı %50'nin altına inecek, nükleer ve yenilenebilirle üretim %70 yerlileşecek. 2025 verileri, yenilenebilir hedefin %110'una ulaşıldığını, ancak doğalgazda %60 ithalat bağımlılığı olduğunu gösteriyor. IEA, Türkiye'nin 2030 emisyon hedefini tutturma olasılığını %70 olarak değerlendiriyor; Karadeniz gazı ve YEKA bu başarıda kilit rol oynuyor.