Trump'ın Amerikası ne yöne gidecek

ABD'nin yeni "Ulusal Güvenlik Stratejisi" yayınlandı.

Geleneksek olarak her başkanın döneminde bir kere güncellediği bu belgede öyle büyük değişiklikler pek görülmezdi.

Buna Trump'ın ilk dönemi de dahildi. Ta ki geçen gün yayınlanan belgeye kadar.

Çünkü neresinden bakarsanız bakın Trump resmen ülkenin direksiyonunu tamamen farklı bir yöne kırma niyetini belli etti.

*

Ezcümle Trump'ın Yeni Amerika vizyonu diyor ki... Bizim dünyaya yön verme günlerimiz de ayar verme vaktimiz de bitti.

Neden mi Gelin biraz açayım...

Trump, ABD'nin 1945 sonrası kurduğu düzeni adeta yerden yere vuruyor. Küreselcilik anlayışı, serbest ticaret, müdahalecilik ve uluslararası kurumlar kati
bir dille reddediliyor.

Buna karşılık yeni stratejinin önerdiği şey içe dönme, dışlayıcı ulusalcılık ve uluslararası
hegemonyadan
olabildiğince uzak durma.

*

Haberin Devamı

Belgede "ABD dünyadan ne istiyor" diye bir kısım var. Bakalım...

1)- Batı Yarımküre'nin kontrol altında olması, ABD ile çalışması. Monroe Doktrini'ne Trump rötuşu.

2)- Pasifik bölgesinde güvenliğin sağlanması.

3)- Avrupa'da "Batı" kimliğinin korunması.

Orta Doğu'daki enerji kaynaklarının kaptırılmaması.

Yapay zekâ ve ileri teknolojilerde liderliği kimsenin almaması.

*

Trump, bu emellere ulaşmak için bazı öncelikler belirlemiş.

Ne bunlar Göç çağının bitirilmesi. Amerika'nın "sırtındaki yükün" paylaşılması, barışın yayılması, küresel ticaretin yeniden ABD hegemonyasına girmesi.

*

Açıkçası söylemeliyim ki bu "strateji belgesi" Trump'ın 1.5 yıldır her konuşmasında anlattığı "MAGA" hareketinin manifestosu gibi bir şey olmuş.

Sıkı bir göç karşıtlığı üzerine kurulan bu doktrin, içe kapanan ve kendi kendine yetme suretiyle dünyaya "yeniden hükmeden" bir ABD perspektifi sunmuş.

*

Avrupa'ya müthiş bir saldırı ve aşağılama da görüyoruz belgede. Trump'a göre Avrupa, "medeniyetsel bir yok oluş" ile karşı karşıya.

Çözüm

Haberin Devamı

Kimlik politikası yapan siyasi partileri desteklemek ve güçlendirmek.

Bunun 1930'larda neye sebep olduğunu hepimiz gayet iyi biliyoruz.

Trump'ın "Avrupa askeri olarak başının çaresine baksın"
demesi de belgede.

Peki bu geçmişte neye sebep oldu

Bunu da gayet iyi hatırlıyoruz.

*

Bir diğer mesele ise Çin...

Trump, Çin'i küresel ticarete entegre ederek ve üretimi buraya kaydırarak Çin'in uluslararası düzene entegre olacağı savının çürüdüğünü iddia ediyor.

Çin'in elde ettiği devasa ekonomik gücün ve üretim kapasitesinin askeri alana da sıçradığı ve Amerikan çıkarlarını sarsma noktasına geldiği saptaması var.

Bakın bu doğru.

Peki çözüm

Seçim meydanlarında duyduklarımdan başka bir şey yok... Tedarik zincirlerinin geri kazanılması, Çin'in agresif politikalarına karşı koyulması gibi söylemler.

Haberin Devamı

Kimden yardım isteniyor "Müteffiklerden." Hani şu Trump'ın 30 sayfa boyunca yerden yere vurup "Kendi başınızın çaresine bakmayı öğrenin" dediği müttefikler.

*

Daha satır satır bu belgeyi incelemek isterdim ama yer sıkıntısından ötürü şöyle özetleyeyim...

Trump, 1945 sonrası ABD'yi modern çağ imparatorluğu haline getiren ilkeleri ve politikaları "iflas etmiş" ilan edip yepyeni ama bana göre akılcı ve somut çözüm önerileri sunmayan bir yöne sokmuş halde.

80 yıllık müttefiklerde bıraktığı etki ne

Can sıkıntısı. Hayal kırıklığı. Belirsizlik... Ve kolay kolay onarılamayacak bir güven bunalımı.


HA ŞUNU BİLEYDİNİZ

HAFTA içi acayip bir görüşme sızdı.

Olay... Avrupalı liderlerin Ukrayna konulu telefon konferansında geçiyor. Alman Der Spiegel'den dinleyelim.

Haberin Devamı

- Macron diyor ki: "ABD'nin Ukrayna'ya ihanet etme şansı var. Ukrayna'ya güvenlik garantisi vermeden toprak konusunda sırtından bıçaklayacak."

- Sonra Merz giriyor: "Zelenski çok dikkatli olmalı. Amerikalılar oyun oynuyorlar."

- Bunları dinleyen NATO Genel Sekreteri Rutte, son dokunuşu yapıyor: "Stubb'a katılıyorum. Zelenski'yi korumamız lazım."

Hani şu Trump'a "babacığım" diyen Rutte...