Saldırı değil provokasyon

SİZ bu satırları okuyorken cumartesi günüSuriye'de öldürülen Amerikalı askerlerincenazeleri uçakla Amerika'ya getiriliyor olacak.

Ama bu olay ne "oldu bitti" şeklinde okunmalı ne de hemen sonrasında yayılmaya çalışılan algı gözardı edilmeli.

*

Öncelikle olaya bir bakalım...

Cumartesi günü Suriye hükümeti yetkilileri ve Amerikalı askerler Palmira bölgesinde görüşecekti.

ABD güçleri, Suriye'nin güneydoğusundaki El-Tanf askeri üssü yönünden kara yoluyla bölgeye geldi.

Buluşan Suriye ve ABD heyetleri önce Palmira kentini gezdi, ardından T-4 hava üssüne geçti ve daha sonra Palmira'daki bir üsse geri döndü.

*

Suriye devleti günler öncesinde Amerikalıları uyarmıştı: DEAŞ sızması istihbaratı alıyoruz. Sızma girişimi ya da saldırı teşebbüsü olabilir.

Amerikalılar bu uyarıyı aldıklarını kabul ediyor.

Şam'a göre bu istihbarat dikkate alınmamıştı.

*

Heyetlerin görüşeceği üste Amerikalı askerler koruma sağlıyordu. İşte iki Amerikalı Ulusal Muhafız askerinin öldürüldüğü yer tam da orasıydı.

Haberin Devamı

İstihbarat doğru çıkmıştı.

Hem de saldırgan, Suriye güvenlik güçlerinin kendi içindendi.

Şam'a göre bu kişinin radikal ideolojiye sahip olduğu belirlenmişti ve kısa süre sonra görevden atılacaktı.

*

Şimdi...

SDG/PKK'nın altına imza attığı belgeye göre entegrasyon için sadece iki hafta kalmışken...

Daha geçtiğimiz ay Şara Beyaz Saray'da ağırlanıp güçlü entegrasyon mesajları verilmişken...

ABD, SDG/PKK'ya "süreci tamamlayın" baskısı yapıyorken...

CENTCOM, DEAŞ karşıtı operasyonlarda artık resmi ortağı olarak Suriye hükümetini görüyorken...

Öyle bir olay oluyor ki:

- Hem Şam'ın güvenlik güçleri güvenilmez görünüyor.

- Hem de SDG/PKK'nın "eşsiz" önemi yeniden ortaya çıkıveriyor.

*

O zaman bazı sorular da ortaya çıkıyor...

- Güvenlik güçleri içinde uyuyan bu hücreyi kim uyandırdı

- Amaç Trump'ı Şara konusunda sıkıştırmak mıydı

*

Şu ana kadar Pentagon da, Suriye Özel Temsilcisi Barrack da, ABD Başkanı Trump da "oltaya" gelmedi.

Yapılan açıklamalarda Şara'nın da, Şam hükümetinin de, DEAŞ konusunda işbirliğinin de arkasında duruldu.

Fırsattan istifade bir anda ortaya çıkıp Şara ile işbirliğinin bitirilmesini, SDG'nin gerçek ortak olmasını, Barrack'ın kellesinin alınmasını isteyenler ofsaytta kaldı.

*

Haberin Devamı

Bilemiyorum... Bana sanki yaşanan olay, tam olarak İsrail ve SDG/PKK'nın istediği fakat Trump yönetimi, Şam ve Ankara'nın istemediği ve titizlikle kaçınmaya çalıştığı bir senaryo gibi geliyor.

Yanılıyor muyum

MEŞHURORAN GERİ DÖNDÜ

GEÇEN yıl ağustos ayında bir görüşmedeydim.

Biden'ın üst düzey isimleri de vardı. Dediler ki... "Gazze'de barış görüşmelerinin yüzde 90'ı tamam." Geri kalan yüzde 10, Biden döneminde bitirilememişti.

Gazze'de anlaşma da sonraki 14 ay gerçekleşmemişti.

*

Geçen gün yine telefondayım... Bu sefer de Trump'ın en güvendiği isimlerden ikisi vardı.

Diyorlar ki "Barış işi yüzde 90 tamam." Geçmişi hatırlayıp gülümsedim.

"Doğrusunu bildiğim yalanları dinlerken ben" diye bir sosyal medya geyiği vardır. Bilemiyorum... Telefonda bu iki yetkiliyle aynısını hissettim sanki.

*

Haberin Devamı

Sonra Trump konuştu. O da "Barışa hiç olmadığımızkadar yakınız" dedi.

Allah mı söyletti bilmiyorum ama tam olarak içimden geçenleri söyledi: "Biliyorum bunu daha önce de defalarca söyledik."

*

Mucizevi şekilde bir anda Zelenski mi vatan toprağından vazgeçer... Yoksa Putin mi kafasına taş düşmüş gibi işgal ettiği yerlerden çekilir bilmiyorum.

Tek bildiğim şey, tecrübeme dayanarak, bu "barış" görüşmelerinin yüzde 90'dan sonra asıl daha yeni başladığı.

CUMAYA DİKKAT

UNUTTUK mu

Kongre, pedofil Epstein belgelerinin yayınlanması için yasa