2025'e bakış: Evet ama yetmez

MADEM bir yılı, hem de Trump dolu koca bir yılı geride bırakıyoruz...

O zaman ben de 2025'e şöyle bir dönüp bakayım ve bu yıla dair izlenimlerimi sunayım dedim.

Bugün 2025'teki Trump-Türkiye ilişkilerini ele alacağım.

Şöyle yapalım... Sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: Trump ile bu yıl ilişkiler benim için tam olarak "Evet ama yetmez."

*

Bizim Trump öncesi de meselelerimiz belliydi şimdi de belli.

Başlıca baktığımızda... Suriye'de SDG/PKK, savunma sanayiinde F-35/S-400 ile CAATSA yaptırımları, halen sürüncemede olan Halkbank davası ve 7 Ekim'den bu yana Gazze.

*

Kamala Harris'e karşı seçimi Trump kazandığında ufukta beliren bir ihtimalden bahsetmiştim. O da Trump gibi bir kişilikle kazanılacakların da kaybedileceklerin de haddi hesabı olmamasıydı.

İnişli çıkışlı -ama daha çok inişli- ilk dönemin ardından hem Trump'ın hem de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çok daha rayına oturmuş bir ilişki kuracağı daha ilk aylardan belli olmuştu.

Haberin Devamı

Bu noktada Ankara'da 2025-2029 dönemine yönelik ihtiyatlı bir iyimserlik belirdi.

Haklı da bir beklentiydi bu... Çünkü yukarıda bahsettiğim yıllardır çözülemeyen konuların müspet biçimde nihayete kavuşturulması için ciddi bir ihtimal ortaya çıkmıştı.

Nitekim Erdoğan-Trump arası sürekli telefon trafiği, 6 yıl aradan sonra gelen Beyaz Saray ziyareti ve ikili arasındaki "işleri yoluna koyma" iradesi beklentileri büyük ölçüde karşıladı.

Ben yine de oturup daha ilk yıldan akabindeki üç yılı tahmin etmeye çalışmayacağım ancak konu konu ilerleyip "bundan sonrasına" bir ışık tutmaya gayret edeceğim.

En sonda da umuyorum neden "evet ama yetmez" dediğim anlaşılmış olacak.

F-35/S-400

TÜRKİYE-ABD tarihinin en kılçık meselelerinden bu F-35/S-400 olayı.

Erdoğan 25 Eylül'de Oval Ofis'teyken görüşmenin ilk sorusunu ben sormuştum.

Sorumda da Trump'a, Türkiye'ye Patriotları satmadığı ve bundan dolayı Ankara S-400 almak zorunda kaldığı için (kendi argümanı, benim değil) Obama'ya "aptal" dediğini hatırlatarak... Peki söyle bakalım başkan "sen bu işi nasıl çözeceksin" demiştim.

Haberin Devamı

Trump ne o gün ne de o günden beri bu soruyu tam olarak yanıtlamadı ya da yanıtlayacak bir hamlede bulunmadı.

*

Benim Washington'da öğrendiklerime göre ise "S-400'leri elinizden çıkarın. Kutusunda başka bir ele teslim edin" tutumu ise katı bir şekilde devam ediyor.

S-400'lerin elden çıkarıldığı noktada dahi Trump'ın "sattım gitti" deme yetkisi bulunmuyor.

Kongre'de sağlam bir lobi ile her iki partiyi de 2020 Savunma Bütçesi Yasası'nı değiştirmeye ve CAATSA yaptırımlarını kaldırmaya ikna etmesi gerekiyor.

Bu yıl iç siyasette başı dertten kurtulmayan Trump, kasım ayında ara seçimlerde hezimete ilerliyor.

F-35/S-400 meselesi çözülecekse 2026'da çözülür. 2027 Ocak'tan itibaren bize topal ördeğin hiçbir faydası olmaz.

Haberin Devamı

GAZZE

BIDEN dönemi aksine Gazze konusunda Trump ile müspet bir ivme yakalandı.

Geçen dönem ana çekirdeğin dışına itilen Türkiye, Şarm El Şeyh'te barış anlaşması imzalanırken garantör
4 ülkeden biri oldu.

Bu çok değerliydi.

Lakin o imzadan bu yana Türkiye'nin "garantör" sorumluluklarını yerine getirebilmesini engellemek için her türlü oyunu çeviren Netanyahu'yu da dizginlemedi.

Trump... Türkiye'nin Gazze'de sahaya inmesini sağlamazsa, Türkiye'nin saf dışı bırakılmasına seyirci kalırsa 2026 bu konuda hayal kırıklığı olacaktır.