Bu bir testti

Kopenhag'da ilk yarı, ev sahibi takımın hayal ettiğine yakın bir tempoda ve senaryoda seyretti. Dirençli ve hızlı ön alan presiyle Trabzonspor'un dengesini bozup kazandıkları topları direkt paslarla değerlendirerek kaleye gitmeye çalıştılar, savunmada da pas oyunu illüzyonunun serabında eriyen Trabzonspor'u kendi yarı sahalarında iyi kapanarak durdurmaya çalıştılar ki onların eforundan ziyade Trabzonspor'un anlayış tercihi işe yaradı. Halbuki Trabzonspor, daha dinamik bir ön alanla sahaya çıkmış olsaydı, ön alanda rakibinin yaptığı gibi daha hareketli bir baskıyla karşılık verebilseydi, savunma bu anlarda alan daraltabilseydi sonradan elde ettiği pozisyonlarda ihtiyaç duyduğu özgüveni bu sayede kazanacaktı. H H H Açıkçası ilk yarıda yapılsa bile kimsenin şaşırmayacağı değişikliklerden sadece biri yapıldı. Bu durum şaşırtıcıydı, zira Trabzonspor orta sahasında oyunun ritmine ve akışına dokunabilecek bir oyuncu ihtiyacı belirgindi. Derken, Kopenhag'ın ikinci golü geldi. Rakip ceza sahasının solundan taç atışı kazanan Trabzonspor, oyunu 5 saniyede Uğurcan'a kadar yığmış, bir kaç saniye içinde önce taç, devamında korner kazanan Kopenhag ikinci golü bulmuştu. Trabzonspor'un tempo yapan takımlar karşısındaki zaafları zaman zaman kendini göstermişti