Siz O Mesudiye'yi Bilir Misiniz

Bu gün iş yoğunluğum nedeniyle tam da geç kalmak üzereyken, biraz da memleket özlemi basınca sizinle 3 Temmuz 2013 tarihli Günboyu gazetesinde yayımlanan eskiye özlem "Siz o Mesudiye'yi bilir misiniz" başlıklı yazımı paylaşmak istedim.

Tabi, bileniniz vardır, bilmeyeniniz vardır

Ama öncelikle söyleyeyim, benim Mesudiye'mde demiryolu yoktur

Orada, Şener Şen filmi de çekilmemiştir.

Karayolu; varla yok arasındadır.

Yazın tozdan dumandan geçilmez; kışın kardan, borandan

Ne var ki;

Yeşilin de

Güzelliğin de

Dostluğun da tam tamına kendisi bulunur Mesudiye'de

Siz o Mesudiye'yi bilir misiniz

Ben öncelikle söyleyeyim; evlatlarını gurbete göndermek zorunda kalan bir aile reisi gibidir Mesudiye

Hep yol gözler

Hep özler

Hep umut taşır yüreğinde; güzün gönderdiklerini mutlaka yazın bekler

Ama hep bekler

Gönderir ağlar, kavuşur ağlar

Sulu gözlüdür.

Çünkü yürek taşır bedenlerinde.

Siz öyle bir Mesudiyeli bilir misiniz

Bir çukurun içindedir Mesudiye

Kışın kendi halindedir.

Yolları kapanır da kendi yağı ile kavrulur bahara kadar

Hani, "Kuş konmaz kervan geçmez" denir ya, öyle gibi işte

Yine de acısını da sevgisini de hep yüreğinde taşır.

Mesudiye insanı; Mesudiye'den ayrılmak zorunda olduğunu bilir de hep bir gün dönmek niyetindedir yüreği

Döner

Dönemez

Ziyaret eder

Edemez

Ama hep yüreğinde taşır onu

Siz öyle bir Mesudiyeli bilir misiniz

Bire üç vermez toprağı hiçbir zaman!

Tohumluğunu ya ayırır ya ayıramaz.

Ama insanı vardır, Türkiye'nin her tarafında kendinden söz ettiren

Çalışkan, zeki, akıllı, atak ve cesur

Ülkesini seven, dürüst, namuslu, sabırlı ve güvenilir.