O, siyaseti bilmiyor deniliyordu ya, sahiden bilmiyordu…
Ona, "Bu siyasetin üstesinden gelemezsin!" deniliyordu.
Oysa o, insan ilişkilerini…
Dostlarını sahiplenmeyi…
Samimiyeti, 'Şunun gibi iyi' değil de kendisi olmayı, önce babası Merhum Garip Usta'dan öğrenmiş, sonra da ne kadar güzellik varsa kendisi de üzerine katarak hayatına işlemişti.
*
Yerel yönetim seçimleri öncesinde, Avcılar CHP'de belediye başkan aday adayları bir bir belirlenmeye başlarken, o günün mevcut Avcılar İlçe başkanı da belediye başkan aday adayı olunca, onun yerine Avcıların pırıl pırıl genç ve o dönem ilçe başkan yardımcısı olan Selçuk Gök, İlçe başkanı olarak atandı ve ne olduysa da ondan sonra oldu…
*
Avcılar'da yirmiyi aşkın belediye başkan aday adayı çıktı…
Aday adayları, Avcılar'da bir türlü teke inemeyince, Genel Merkez UTKU CANER ÇAYKARA' adında genç bir belediye başkanı adayını Avcılar'ın önüne koydu.
*
Aday adayları bu durumu protesto ettiler.
Henüz çiçeği burnunda ilçe başkanına her türlü duygusal ve siyasal baskılar yapıtılarsa da o önünde bulduğu yeni ve henüz Avcılar'da adı duyulmamış olan genç belediye başkan adayını yalnız bırakmayacağını…
Adayın kendisine Genel Merkez'in emaneti olduğunu…
O emanete de sonuna kadar sahip çıkacağını ve onunla Avcıları kazanacağına inancını belirtti ve dediğini de yaptı.
*
Dediğini yaptı yapmasına ya, onunla ilgili parti içi yıpratma çabaları da niyeyse bir türlü bitmedi.
Parti içi verdiği mücadele yetmiyormuş gibi hemen sonrasında Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınması sonrasında da tutuklanmasıyla birlikte, Avcılar'ın genç belediye başkanını da -sudan sebeplerle- o şekilde gözaltına aldılar ve tutukladılar.
*
Genç ve taptaze Avcılar İlçe Başkan Selçuk Gök, aklına bile getirmediği sınavın içine girdiğini ancak o zaman fark etmişti.
Ve o, o dönemde siyaset öğrenciliğinin en zor sürecini yaşarken, aynı zamanda en zor sınavının da içindeydi.
*
Partisini bir arada tutmanın çabasının dışında, parti içi muhalefet çok ciddi bir şekilde kendisini yıprattığını, ancak onun bu durumu Yunus Emre'nin 'Kahrın da hoş, lütfun da hoş'