Rabbim, kimseyi egosunun esiri etmesin!

Şimdi diyeceğim ki ego tatminsizliği yaşayan her kim olursa olsun kendisini, kendisinden daha güçsüzlerde -nüfuzunu da arkasına alarak güç gösterisiyle- tatmin etmeye çalışıyor.

Bunun için de hem kendisi hem de karşı taraf için öyle tehlikeli sözcükler kullanılıyor ki ben bunlara 'TAS' sözcükler, yani 'Tehlikeli Anahtar Sözcükler' diyorum.

İşte onlardan bazıları:

"Sen beni tanıyor musun"

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun"

"Seni, bilmem nereye sürdürürüm!"

"Haddini bil!"

*

Günümüz şartlarında kendini aşamamış…

Egosu tavan yapan…

Başkalarının kendilerine verdikleri unvanı hak ettiğini ve asla kimselerin onu kendisinden alamayacağını düşünme gibi bir yanlışlığın içine düşen insanlar, bu sefer de muhatabına:

"Sen benim kim olduğumu biliyor musun" deseler de sert kayaya çattıklarında niyeyse hemen süt dökmüş kediye dönüyorlar.

*

Egolu olan insanlar kendisiyle (Egosuyla) savaşa giriştiklerinde, egosu onu alt edip bir kenara koyuverince, sonrasını düşünmek bile istemiyorum.

Hani Neşet Ertaş'ın söylediği ünlü bir türkü vardı ya:

"Kendim ettim kendim buldum

"Gül gibi sararıp soldum, eyvah!.. eyvah!" demeye başlıyor.

*

Efendim, geçtiğimiz günlerde iktidar partisinin, Beylikova ilçe başkanı Hasan Ö., güvenlik kontrolu sırasında, Jandarma tarafından durdurulunca olanlar olmuş.

GBT için kendisinden kimlik isteyen jandarmaya:

"Sen burada nöbet tutuyorsan tabletini alacaksın, hemen sorgulayacaksın. Öyle artist, artist beklemeyeceksin" demiş.

Jandarma görevi gereği:

"Kimlikleri alalım" demesiyle birlikte, Hasan Ö.:

"Lan oğlum… Yemin ediyorum pislikten başka bir şey değilsin." demesin mi

Hadi buyurun bakalım!

Jandarma:

"Düzgün konuşun. Biz işimizi yapıyoruz, bunu kişiselleştirmeyin" dese de karşısından cevap olarak:

"Senin yaptığın terbiyesizlik" diyor.

*

Doğrusunu isterseniz, kimlik istemenin neresi terbiyesizlik anlamak zor.