Önce kendine güvenebilmeli insan!..

Yavaş yavaş yerel yönetim seçimlerinin ısınma turları şimdilik yürümeyle başladı.

Sonra tempo alacak

Arkasından hız yapılacak

Sonra da ip göğüslenecek.

İpi kim göğüsler şimdiden ben bilemem.

Ancak benim bildiğim, bir belediye başkan adayı, öncelikle ve özellikle kendi öz iradesini kamuoyuna yansıtmayı bilmelidir.

Siyaset sanatını; milleti inandıracak, ikna edecek şekilde hayata geçirmeli

Cesur olmalı

İnisiyatif alabilmelidir.

Eğer bir belediye başkan adayı, iki lafın birinde liderini öne sürüyor

Onun desteğinden

Aklından

Öngörüsünden bahsediyor

Kendi aklını ve heyecanını topluma yeterince yansıtamıyorsa, o kişide bir sıkıntı vardır diye düşünüyorum.

Bu kişinin adı ister İmamoğlu olsun ister Kurum olsun!

Hangisi, liderinin şemsiyesi altında gölgelenmeye çalışıyorsa, -elli yıllık bir İstanbullu olarak- ben o kişiye de onun yapacaklarına da iradesine de güvenemem.

Misyonunu da vizyonunu da dikkate almam.

"Ha İmamoğlu mu, Kurum mu" derseniz, Sayın İmamoğlu, Sayın Kurum'dan daha özgüvenli ve becerikliymiş gibi geliyor bana.

Neden öyle düşünüyorum

O, beş yıl önce; "Yolumuz uzun, heyecanımız yüksek, gençliğimiz var. Biz adalete susamış, demokrasiye inancı tam, Türk gençliğiyiz. Ve de asla vazgeçmeyeceğiz." derken, bunu yüreğinden aktığı gibi kamuoyuna yansıtmayı başarmıştı.

İmamoğlu'nu tanıyorum da mı bunları söylüyorum

Ya da Kurum'u tanımıyorum da mı öyle diyorum

İkisi de değil. Ancak insan gördüğüne inanıyor.

Hem İmamoğlu; mazbatasının elinden alındığı o zor geceyi kolaya çevirmeyi bildi mi

Bildi.

Hakkının elinden alınması sonrasında farkla kazandı mı

Kazandı

Kendisi aday gösterildiğinde kendisine hiç şans veriliyor muydu

Verilmiyordu.

Devlet büyükleri onu küçümsemişler miydi

"Küçük bir ilçenin belediye başkanı" diyerek küçümsenmişti.

O ise şimdi İBB başkanı olarak ilk dönemini tamamlamak üzere

Ve 1 Nisan'da da ikinci dönemi için yeniden kollarını sıvar, diye umuyorum.