Bazen duygulanıyorum ben.
Hani bazen bir çocuk ağladığında içim acıyor benim.
Aslında hiç de fena değil biliyor musunuz
"İnsanın duygulanması da duygusallaşması da" diyorum.
Çünkü bu iki refleksimiz bir insanın, insan yanı olduğunu hatırlatıyor bana ya, diğer taraftan ne kadar katılaşmış o yumyumuşak yürek
Ne kadar ketum olmuş da haberim yok benim zahir.
Sahi ne ara taş yürekli olduk
Böyle ayrıştırıcı
Böyle kindar
Ve böyle insan yanımızdan uzaklaşıp, ruhsuzlaşmışız da ne ara geçmişiz kendimizden
Ah be canım benim!..
Ah be insan yanım benim, sen beni affet!..
Sen, inatla bana kendini hatırlatırken, inatla senden uzaklaşmamı bir de
Üstelik, bana bu kadar yakın olmuşken, benim senden kaçıp başka başka şekillere bürünmeme öfkelenirsin bilirim.
Haksız da sayılmazsın hani
Çünkü bende tek bir söz bile kalmadı sana söyleyecek, tükendi biliyor musun
İnsanın, insan yanını çağrıştıran sözü tükenince, duygusal yanı da tükeniyor
Tebessümü de tükeniyor
Hasletleri tükeniyor
Sevdası tükeniyor
Özlemi tükeniyor
Ağlaması tükeniyor insanın, biliyor musun
İnsanın, insan yanı tükenince, gözünden iki damla yaşı bile akamıyor.
O iki damla yaş bile bize insan olduğumuzu hatırlatıyor oysa zahir, insan olduğumuzu!..
Anlayamıyorum insan yanım, herkes paraya suçu atıyor da onun da kullananı bizler değil miyiz
Para mı insanı yönlendiriyor, insan mı parayı, anlamıyorum ki!..
Eskiden öyleymiş, eskiden para insana hükmedemezmiş de para bir araç olarak dolaşırmış insanlar arasında zahir.
Bugün öyle mi gerçekten