Hani 'Görünen köy' meselesi

İktidar, söylem ve eylemleriyle yurdum insanını bir güzel kendilerinden uzaklaştırdılar.

Bu görülüyor.

*

Ve bizim iktidar, içinde bulundukları durumu…

Vatandaşın kendilerine bakış açısını…

Kendilerine karşı duyulan güvensizliği…

Yarın seçim olsa sonuncun kendi lehlerine olmayacağını, başta Sayın Erdoğan olmak üzere, artık bütün AKP biliyordur sanırım.

*

Bugün ülkemde 'Vatandaş-iktidar zıtlaşması' var ve bir anlamda 'Kasap et derdinde, koyun can derdinde.' gibi!

*

İktidar vatandaşın omzuna onlarca vergi yüklerken…

Vergi dilim oranlarıyla, verdiği ücretin bir kısmını daha yıl ortasında geri alırken…

Çalışan ve emekli, insanca yaşayabileceği bir ücret almayı umutla beklemenin derdindeyken iktidarın çalışma bakanı kullandığı ifadelerle… Mesela:

"Çok şükür emeklilerin maaşını zor koşulda olsak da ödüyoruz."

"20 yıl pirim ödüyorsunuz, 30 yıl maaş alıyorsunuz" gibi sözler, sanki emekli prim ödememiş gibi emeklilerle ilgili onur kırıcı ifadeler kullanılması, kendi ayaklarına kurşun sıkmak gibi bir şey değildir de nedir, söyler misiniz

Bu ifadeler bir bakanın söyleyeceği bir ifade midir Allah aşkına!

*

Diğer taraftan iktidar mealen:

"Bana oy vermez veya beni desteklemezseniz benden yana havanızı alırsınız" derken, vatandaş:

"Sen de benim yaşam standardımı yükseltmezsen benden oy-moy alamazsın" deyip, her iki taraf da birbirlerine şimdilik sarı kart gösteriyorlar.

Yani birbirlerini uyarıyorlar.

"Bundan sonrasında daha dikkatli ol" diyorlar birbirlerine.

*

İktidar bir önceki seçimde vatandaşı tehdit etmişti ne de oldu

Vatandaş iktidarın 'Restine rest!' cevabını verdi.

"Sen bildiğini yap, ben de bildiğimi yapacağım!" diyerek, yerel yönetimlerde iktidarı ikinci parti yaptı.

*

Şimdi sıra önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçiminde.

İktidar, yerel yönetim seçim sonuçlarıyla kendisine verilen mesajı yeterince anlayamamış olmalı ki yine aynen bildiğini uyguluyor.

Ne yapıyor

"Vurun abalıya"