CEO olmadan önce ESNAF mı olsak bardağın dolu tarafından mı baksak acaba!..

Yapmayın be kardeşim!..

Etmeyin, n'olur!

Biraz ayaklarınız yere bassın!

Tamam yabancı isimli ünvanlar kullanılıyor

O ünvanlar size ayrıcalık(!) veriyor ve siz de ondan haz alıyorsunuz ya hani

Ünvanın hakkını da vermek lâzım.

Bizdeki adıyla 'İcra (veya yürütme) Kurulu Başkanı' olan CEO, doğrusunu isterseniz çok önemli bir ünvan

Bunun içinde tecrübe var

Samimiyet var

Birikim var

Eğitim var

Nezaket var

Hoşgörü var

Anlayış var

Sabır var

Heyecanı dinginliğe bırakma var

Durağanlık yok, araştırma var

Hem yaptığı işine hem de çalıştırdığı insan kaynağına karşı sorumluluk yüklenme var

Daha sayayım mı

İnanın bana saymakla bitmez

Gelin görün ki benim memleketimde şirket yöneticileri nedense -özellikle de yeni nesil şirket yöneticileri- kendilerine CEO denilmesinden ayrıca da başka bir hoşnutluk yaşıyorlar sanırım!

Ha!.. Ayrıca bizim ülkemizde hangi konuda olursa olsun isim olarak kullanılan neyimiz varsa ve niyeyse -üstelik de hemen her alanda- çoğunlukla da onun yabancı dilde olanını kullanıyoruz.

Belki de bu da bizim; öncelikle kendimize olan aidiyet ve özgüven duygumuzdaki eksikliği gösteriyor sanki.

Öyle aklıma geliyor benim.

Eğer biz uluslararasında ekonomik, ticaret, sanat, spor ve kültürel anlamda dünlerden bugünlere doğru bir yer edinmiş olsaydık, Türkçemizden vazgeçmeyeceğimiz gibi belki de yabancılar bizim dilimizi kullanırdı, öyle geliyor bana.

Ezcümle: CEO'lar ya da bizim dilimizle; icra (veya yürütme) kurulu başkanları, her anlamda donanımlı insanlar.

Halkın anlayabileceği dille söyleyeyim, önce ESNAF İNSAN olmayı da öğrenmeliler, sonra ne oluyorlarsa olmalılar.

Hani şu vatandaşa önce efelenen, sonra da 'Pardon!'