"Aile içinde kötü olabilir ama memleket için çok iyi. Onun için Atatürk 'Büyük' insandır"
Sosyal medyada bir video gözüme ilişmişti.
Abdülmecid'in torunu Rana Hanım, babasıyla ilgili bir anısını anlatıyordu o videoda.
Babasının kızına olan yaklaşımına hayran kaldım.
Doğru
Ahlâklı
Ve tarafsız bir tespit yapmış kızı için.
Rana Hanım hikâyesini anlatırken, anlatım ve beden dilindeki asaletin ve zarafetin birbirlerine uyumunu çok da güzel yansıtıyordu.
Vazgeçmedim ve izlemeye devam ettim.
O yıllarda küçük Rana "Baba biz niçin İstanbul'a gitmiyoruz" diye sormuş.
"Çocukken hatırlıyorum, 7-8 yaşlarındaydım. Babam bizlerle çok meşgul olurdu." diyordu konuşmasında.
Bu bana aynı zamanda:
'Babamın işi ne kadar yoğun olursa olsun evlatcanlarına yine de zaman ayırırdı' da demek istiyordu kanımca.
Ben öyle anlıyordum.
Her neyse, Rana Hanımefendi şöyle devam ediyor konuşmasına:
"Böyle aramızda konuşurken, babam memlekete çok hasretti ve İstanbul'un sularından bahsederdi."
Babasına:
"'Niçin biz İstanbula gidemiyoruz' dedim." diyor.
Vatanından koparılmış bir babanın ıstırabını, yaralarının depreşmesini nüksettirecek bir soruydu bu bence!
Hemen arkasından da:
"Yani o zaman daha -neyin ne olduğunu- anlamıyordum." diyor.
Diyor ama babasının da üzüntülü ve hüzünlü bir şekilde İstanbul'un sularından bahsetmesi sanırım, o çocuk Rana'nın da içini acıtıyor olmalıydı!
Belki de bunu gören baba da durumu kızına anlatacaktı.
Ve öyle dedi Rana Hanım.
"Sonra babam anlattı bana" dedi.
Neyi anlatmıştı babası
"Atatürk'ün yeni bir rejim kurduğunu anlattı."
"Ve ben tepki olarak, -sakın kızmayın bana- 'Atatürk kötü. Bize çok kötülüğü oldu. Kötü bir insan.' dedim." diyordu.
Babam bana:
"Hayır! Atatürk belki aile için kötü oldu, fakat memleket için iyi oldu. Onun için Atatürk 'Büyük' insandır, dedi" diyor.
Ve sonrasında da Rana Hanımefendi müthiş bir şekilde tespitini ortaya koyuyor.