İtiraf ediyorum; İmamoğlu'ndan korkuyor, çekiniyorum!

Yüksel Tokur

Akit Medya ve biz yazarları çok defa yazdık. Tehlikeyi görüyor ve uyarıyorduk. Hem de belgelerle..
Belediye halka hizmet için kurulmuş bir kamu kurumu, başındaki şahıs hizmet dışında her şeyin içinde vardı.
Nasıl bir çamura saplanacağını bilmeden, hem de iki dönem zübük karakterli bir kişiyi şehremini diye İBB koltuğuna oturtmuştu İstanbul halkı.
İstanbul demek Türkiye demek; İstanbul'u alan Türkiye'yi almış sayılır mantığıyla onu Ukrayna'nın Zelenskisi olarak düşünmüşler, üç yıldan fazla süresi olan Cumhurbaşkanlığı seçimi için sahaya aday olarak sürmüşlerdi Türkiye üzerinde hesabı olanlar..
Kaçacak deliği, pardon arkası güçlü bir desteği olmasaydı böylesine bir soygun çarkını döndürmeye cesaret edemezdi elbet..
Uzatmayalım… Süreci biliyorsunuz zaten. İBB eski şeyi ve suç ortakları hakkında savcılık makamı iddianamesini hazırlayarak mahkemeye sundu.

Bilgi ve belgelerle hazırlanan iddianamedeki suçlamalar korkunç. Ülke olarak nasıl bir bataklığa çekiliyormuşuz da haberimiz yokmuş.
Sanık İmamoğlu'nu görmedim, tanımam. Beylikdüzü Belediye Başkanıyken de kamuoyunca pek tanınmıyordu. Şahsi bir kin ve düşmanlığım yok. Fakat yüzündeki sırıtma ve pişkinlik bir şeyleri saklamanın ön belirtisiydi bence!
Savcı TCK'ya göre uzun hapis cezası talep ediyor. Sonunda 10-20 yıl yatsa ne olur, yatmasa ne olur Esas olarak iç edilen İstanbul halkının parası, bütçeden gönderilen ödenek, yurtdışından kullanılan kredi borçları, bilmem nerelere giden paraların hesabı ne olacak Kuruşuna kadar geri alınıp devlet kasasına geri konacak mı..