Hayat pahalılığını önlemeye Erdoğan'ın gücü yetmiyor mu

Hayat pahalılığını önlemeye Erdoğan'ın gücü yetmiyor mu

YÜKSEL TOKUR
Nüfusun büyük çoğunluğu orta direk olarak tanımlanan, dar ya da orta gelirli kimselerden oluşan ülkemizde hayat pahalılığı gerçekten birçok aileyi geçim yönünden elbette ki zorlamaktadır. Market ve pazar fiyatları el yakmaya devam ediyor..
Kirada oturan, özellikle Yüksek Öğretimde çocukları okuyan ya da benzer zorunlu giderleri olan aileler daha da sıkıntı çekmektedirler.
Peki, 23 yıldır tek başına iktidarda olan Ak Parti hükümeti ne yapıyor Bütün güç elinde olmasına rağmen; iktidarın başındaki isim dirayetli lider, halkın adamı, vatan millet sevdalısı Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan bu durumu görmüyor mu Neden gücünü kullanıp da fırsatçılara müdahale etmiyor..
Üretimden/imalattan/ithalattan tüketici/kullanıcıya ulaşıncaya kadar geçen safhaları ilgili kurumları aracılığıyla kontrol edip vurgunculara "dur" diyemeyip kendi ayağına sıkar mı!
Ana temanın daha iyi anlaşılabilmesi için, daha önceki yazılarımızda verdiğimiz bazı bilgileri hatırlatacağım izninizle..
Coğrafi olarak stratejik bir konumda güçlü bir Türkiye'nin olması, bu bölge üzerinde planları olan başta ABD ve İsrail olmak üzere diğer batılı ülkelerin işine gelmemektedir.
Böl/Parçala/Yut formülü yıllarca; sağ/sol, alevi/sünni, PKK, FETÖ kullanılarak kendi derdine düşmüş zayıf bir Türkiye için uygulandığı artık sır değil.


Güçlü liderliğiyle 23 yıldır partisini tek başına iktidarda tutan RTE gibi boyun eğmeyen bir lider bu güçlerin işine gelmediği için; Ak Parti'ye kapatma davası, Gezi olayları, 27 Nisan Muhtırası, 17-25 Aralık Yargı Darbesi girişimi, 15 Temmuz 2016 askeri darbe girişimi gibi kirli oyunları sahneye koydularsa da başaramadılar.
Son Cumhurbaşkanlığı seçiminde irili ufaklı zıt kutup muhalefeti bir araya toplayıp, sahaya sürdülerse de yine indiremediler Erdoğan'ı!
Önümüz Cumhurbaşkanlığı seçimi için Ukrayna'daki komedyen Zelenski modeline en uygun kullanışlı tip olarak belirledikleri İBB Başkanı İmamoğlu'nu süreceklerdi ki, o da asrın Belediye soygunu ile yargıya hesap vereceği günü bekliyor.
Tüm bu tuzaklardan sonuç elde edilemeyince son bir ümitle kurt politikacı Süleyman Demirel'in: "Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur" sözünden medet umarak piyasalara müdahale etmeye başladılar.


Sinsi plan şöyle işleyecekti: Hükümet fiyatlarla oynayan marketlere kapatma ve büyük para cezaları verecek; onlar da temel tüketim ürünlerini piyasaya sürmeyip stoklayacaklar, böylece karaborsaya düşecekti. Kıtlık olacak, halk hükümete karşı ayaklanacak ve Arjantin'deki gibi marketler yağmalanacaktı.

Pusuda bekleyen hainler (Gezi olaylarındaki gibi) canlı yayınlarla tüm dünyaya bu durumu izleteceklerdi.