Halk Partisinin halk tanımlaması böyleydi: "Ulan öküz Anadolulu!"

Halk Partisinin halk tanımlaması böyleydi: "Ulan öküz Anadolulu!"

YÜKSEL TOKUR
Kanayan yaramız Filistin'de soykırım devam ederken, İsrail tüm dünyada terör estirirken, ülkemizin onca sorunu varken, tüm bunlardan kendisini soyutlayıp iç kargaşalarla Türkiye gündemini meşgul eden CHP'yi yazacağız maalesef.
9 Eylül 1923'te kurulan CHP, 102. yaş gününü kutlasa da, asırlık yaşına rağmen çağa ayak uydurarak kendisini yenileyemedi.
Adında "halk" olmasına rağmen halkın, ülkenin yararına olacak olan ne varsa karşı çıkıp takoz oldu. Parti içi karışıklıklar ise hiç eksik olmadı.
Tek Parti döneminin ünlü Ankara Valisi Nevzat Tandoğan'ın bir sözü bu partinin halka olan bakış açısını çok net ortaya koyuyor.
Vali, siyasi faaliyetlerinden dolayı tutuklanarak huzuruna getirilen gençlerden Osman Yüksel Serdengeçti'ye: "Ulan öküz Anadolulu, sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız.
Komünizm gerekirse onu da biz getiririz. Sizin iki vazifeniz var. Birincisi çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek. İkincisi askere çağırdığımızda askere gelmek."

Sonra da: "Alın bu iti götürün" diyerek rahmetli üstadı huzurundan kovar.
1950 yılına kadar aralıksız 27 yıl iktidar olan CHP, bu tarihten sonra bir daha tek başına iktidar yüzü göremedi.
Aslında onlar oturup düşünmeli; "Nerede hata yaptık/yapıyoruz ki; bu halk bize tek başımıza iktidar olmak yetkisi vermiyor" diye..
Onlar düşünmese de bize göre CHP'nin hatalarından bazıları şöyle:
Geçmişindeki kötü sicilini bir asırdan fazla zaman geçmesine rağmen temizleyemedi, aynı çizgide devam ediyor olması.
Geçmişi ile bugünkü ideolojileri arasındaki paralellik devam etmesi. Komünizm dahil, pek çok ideoloji yıkıldı da onlar kendilerini yenileyemedi. Halktan daha çok asker ve yargı içindeki vesayetten medet ummaları. Şimdi de, hiç olmadık yere "halkı sokağa çağırma" tehditleri.
Parti içi liderlik kavgası CHP'nin kurulmasından bu yana hiç eksik olmadı. İşin vahim tarafı ise; CHP'lilerin parti içi koltuk savaşlarının, Türkiye'nin sorunlarından daha önemli bir konumda tutuluyor olması..