Yeni eğitim sistemi nasıl olmalı

Köşemize sürekli katkı veren dostum ve okurum Ali Uygur bu hafta da değişmeye namzet eğitim sistemimiz için makul önerilerde bulunmuş:
"Türkiye'nin acilen eğitimde köklü bir reforma ihtiyacı var. Bu konuda önerilerimi şöyle sıralayabilirim:
1 - Öncelikle okumak istemeyen ile okumak isteyen çocukları pozitif bir ayrımcılığa tabi tutmak gerekir.
2 - Zorunlu eğitim 4 veya 5 yıl olmalı, ondan sonra okumak isteyen çocukların önünü açmalı, okumak istemeyen çocuklar sanayiye ve çeşitli mesleklere yönlendirilmeli.

3 - Özellikle LGS ve ÖYS imtihanları daha işlevsel olmalı, buralara en zeki çocuklar ve gençler alınmalı.
4 - Türkiye'nin ihtiyaçları göz önüne alınarak çoğu lise ve üniversiteler kapatılmalı bu olmuyorsa bölümler kapatılmalı.
5 - Sadece bir örnek vereceğim; her yıl 15 bin öğrenci sosyoloji bölümlerinden mezun oluyor, kaba bir hesapla bu öğrencilerin 100'ü devlet kadrolarına, 200'ü öğretmen kadrolarına, 100'ü ise özel sektöre yerleştirilsin, hadi 600 öğrenci de sırf üniversite okumuş olmak için okusun. Geriye kalan 14 bin kişi ne yapacak Bir meslekleri de yok, bunlar her türlü suça meyilli diplomalı işsizler ordusuna katılacak.
Türkiye'de bu olumsuz tabloyu değiştirmek için herkes elini değil gövdesini taşın altına koymalı, eğitimi sil baştan değiştirmeli. Yoksa ileride musluğumuzu tamir edecek eleman bulamayacağız. Saygılarımla...


Nereye gidiyor bu fiyatlar
Köşemizin olmazsa olmazlarından Muharrem Akduman bu kez de keyfi fiyat artışlarını masaya yatırmış:
"Yüksel'ciğim nereye gidiyor bu fiyatlar İnanılır gibi değil. Bir hamburger, cola ve küçük bir kutucukta patates kızartması 392 TL... (150 TL bile çok buna) Büyük bir markette 150 gr. Antep fıstığı 294.95 TL... Köpek maması 1179 TL...

Devamlı yurt dışına çıkan bir vatandaş olarak şunu söyleyeyim: Bu ürünlerin fiyatları sık sık gittiğim Rodos'ta şöyle: Fıstık 1,5 Euro, köpek maması 10 Euro, Hamburger, cola, patates kızartması 3 Euro... Hadi bunlar acil ihtiyaç değil diyelim ama her şey böyle. Doktor, sigortalıya, emekliye ilaç yazıyor ama 800-900 lira katkı payı ödüyoruz. Olacak şey değil. Denetim sıklaştırılmalı. Öncelikle, ilaç firmalarının yaptığı zamlara dur denilmeli. Sevgiler..."


Reklamların kalitesi mi düştü
Berlin'den yazan okurumuz Hakan Türk de tıpkı benim gibi eskinin akıllarda kalan, sloganları dilimize takılan yaratıcı reklamlara özlem duyanlardan:
"Sayın Aytuğ, bilmem dikkatinizi çekiyor mu Uzun süredir televizyonlarda yayınlanan reklamlar oldukça sıradan, hatta neredeyse bir anaokulu öğrencisinin bile yazabileceği senaryolardan oluşuyor. Çocuklarımız küçükken, aralarında reklam repliklerini tekrar edip, sözlerini ezbere bilirlerdi. Şimdiyse çok basit ve bayağı reklamlar görüyoruz. Hatta çok ünlü sanatçıların rol aldığı reklamlar bile şaşırtıcı derecede yalın ve sıradan kalıyor. Açıkçası, ben o sanatçıların yerinde olsam bu tür reklamlarda oynamak istemezdim.