Elalem turizm gelirlerini arttırmak için dört takla atarken, tarihi ve coğrafi özellikleriyle büyük bir potansiyele sahip ülkemizde turizmi baltalamak için elimizden geleni yapıyoruz.
Çifte rezervasyonla misafirlerini mağdur eden, turisti yolunacak kaz görüp kazıklayan işletmeler, 15 dakikalık yol için yolcusunu bir saat dolaştıran taksiciler bir yana, şimdi de başımıza kerameti kendinden menkul yetkisiz otel ilaçlayıcıları bela oldu.
Almanya'dan gelen 4 kişilik Böcek ailesinin başına gelenler hepinizin malumu. Geçen yıl Bakırköy'deki bir otelde cesedi bulunan Alman kız öğrencinin de ilaçlama nedeniyle hayatını kaybettiği ortaya çıktı. Her iki olayın da özellikle tahta kurusu ilaçlamasında kullanılan son derece zehirli alüminyum fosfit maddesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Durum son derece vahim. Bu olayların rakip ülkeler tarafından bir anti kampanyaya dönüştürülmesi an meselesi. Ellerine daha fazla malzeme vermemek adına işletme sahiplerinin ilaçlama işine çok daha fazla önem vermesi gerekiyor.
Vatandaşın yeni sporu: Market maratonu
Alınan tüm önlemlere, yapılan tüm denetimlere, verilen ağır cezalara rağmen marketlerdeki "etiket terörü" bütün hızıyla devam ediyor.
Fırsatçılar adeta uyandıkları sabahın ruh haline göre fiyat belirliyorlar. Bulaşık deterjanı bir markette 419 lira, diğerinde 229 lira. Aynı ayçiçeği yağ markası iki ayrı markette 85 lira farkla satılıyor. Haber bültenlerinde her gün bu skandalın farklı görüntü ve haberlerini izliyoruz.
Her ne kadar TÜBİ- TAK'ın geliştirdiği https:// marketfiyati.org.tr ile zincir marketlerdeki 50 bine yakın ürünün fiyatı artık tüm vatandaşların erişimine açıldıysa da halkımız günde en az 6-7 market dolaşıp en ucuzunu aramaktan vazgeçmiyor.
Geçenlerde konuyu araştıran A Haber'e konuşan bir emekli ağabeyimiz "Aslında iyi oluyor. En ucuz marketi bulmak için bol bol yürüyüş yapıyorum. Sağlığa çok faydalı" diyerek ironi yapıyordu. Otobüs itmekten perişan olan, bozuk asansör ve yürüyen merdivenleri kullanamayıp tabana kuvvet yaşayan vatandaşlarımızın artık yeni bir sporu var: Market maratonu...
Yolları açık olsun
Pazartesi akşamı artık ikinci mesleğim haline gelen "jüri üyeliği" görevimi icra etmek üzere Sinema Güzeli 2025 yarışmasınaydım. Öncelikle Cahide Palazzio'nun o büyülü bohem atmosferinde, aralarında Halil Ergün, Erhan Yazıcıoğlu, Nevra Serezli, Cem Özer, Nuri Alço, Serpil Çakmaklı, Yonca Evcimik ve daha nice ünlüyü jüri koltuğuna oturmaya ikna eden sevgili meslektaşım Hakan Solaker'i gönülden tebrik ediyorum. Organizasyon tek kelime ile kusursuzdu.

13