Günaydın'ın haberi spor dünyasında bomba etkisi yarattı. Harry Potter film serisinin yapım şirketi Warner Bross., Fenerbahçeli Kerem Aktürkoğlu'nun filme özgü sahneleri kullandığını ileri sürerek milli futbolcuya dava açtı. Aktürkoğlu özellikle gol sevinçlerinde yaptığı kılıç hareketiyle "Yerli Harry Potter" lakabını almıştı.
Olayla ilgili son gelişme de hayli ilginç. Meğer yapım şirketine Kerem'i bir Galatasaray taraftarı ihbar etmiş. Warner Bross.'un avukatları, sarı kırmızılı taraftarın "uyandırmasıyla" harekete geçmiş.
Kerem Aktürkoğlu'nun daha önce filmle ilgili kişisel hesabından yaptığı bir paylaşımını da ekleyen Galatasaray taraftarı, futbolcuyu şöyle jurnallemiş:
"Olası bir telif hakkı ihlali konusunu dikkatinize sunmak için yazıyorum. Aşağıdaki bağlantıda yer alan bu bölüm, Kerem Aktürkoğlu'nun Harry Potter filmlerinden bir diziyi taklit etmek ve/veya kopyalamak için kullandığı bir video kliptir ve hakları Warner Bross.'a aittir. Bu bildirimi incelemeniz ve uygun gördüğünüz her türlü işlem için göndermenizi rica ediyorum."
Engelsiz şehir lütuf değildir
Buranın "Engelli dostu köşe" olduğunu artık dünya âlem biliyor. Yakından Kumanda'nın giderek engellilerin seslerini daha büyük kitlelere duyuran bir megafon haline gelmesi beni nasıl mutlu ediyor anlatamam. Bu misyonu edinmemizde büyük pay sahibi olan engelli okurum ve dostum Ali Uygur bir kez daha farkındalık yaratmaya çalışmış:
"Yüksel Bey'ciğim, bir şehirde yaşamak bazen sadece yürüyebilenlerin hakkıymış gibi hissettiriliyor. Hele ki tekerlekli sandalye kullanıyorsanız; sokaklar, kurumlar ve hatta insanların bakışları bile size 'Burada düşünülmemişsiniz' diye fısıldıyor. Sorun, bireyin engeli değil; engelin şehirde, sistemde ve zihniyetlerde olması.
Kaldırımlar hâlâ olması gerekenden yüksek, rampalar göstermelik, asansörler sık sık arızalı ve toplu taşıma herkes için eşit değil. Bir otobüsün rampası çalışmadığında bunun hesabını veren olmaz; çözüm yerine 'Kusura bakmayın' diyerek geçiştirilir. İşte engellilerin her gün yüzleştiği görünmez duvarlar bunlar.Haklar konusunda da işler pek farklı değil. Kanunlar kâğıt üzerinde ideal görünürken, uygulamada engellinin kapısına kadar ulaşmaz. Belediyeler görevlerini hatırlar ama yerine getirmeyi nedense hep erteler. Denetim mekanizmaları çoğu zaman göstermelik, eksikler ise kader gibi kabullenilmiş.
Toplum tarafında ise merhametin gölgesinde kalan bir eşitlik mücadelesi var. Yardım etmek isteyen çok ama erişilebilir bir düzen talep eden az. Çünkü yardım etmek kolay, düzeni değiştirmek zor. Oysa engellilerin beklediği şey lütuf değil; hak ettiği insanca yaşam koşullarıdır.
Her gün yeni bir 'engel' ile mücadele eden insanların sesini duymamız gerekiyor. Engelsiz şehir, bir jest değil, bir zorunluluktur. Saygılarımla."

20