Hayatın cevap anahtarı: Atv dizileri

Boşuna yıllardır "Dizi Atv'de izlenir" denilmiyor. İşte dünden bugüne efsane haline gelen Atv dizilerinin, hayatımıza dair sorulara verdiği cevaplar:
Ekmek Teknesi: Nasıl ahlaklı esnaf olunur, mahalle vicdanı neye denir
Süper Baba: Baba olmanın gerçek karşılığı nedir
Asmalı Konak: Gelenekler ile modern aile yaşamı çatışırsa ne olur
Elveda Rumeli: Suyun öte yanında hangi dramlar yaşandı
Hatırla Sevgili: 1960 ihtilali, hayatları nasıl kararttı

İkinci Bahar: Aşkın, umudun ve sıfırdan başlamanın yaşı olur mu
Bir İstanbul Masalı: Sınıf farkı aşklara engel olabilir mi
Aliye: Bir kadın, mücadeleye karar verip hayata tırnaklarını geçirirse neleri başarabilir
Diriliş Ertuğrul, Kuruluş Osman, Kuruluş Orhan: Geçmişini bilmeyenin, yarını olabilir mi
Çocuklar Duymasın: Eğitim önce evde mi başlar

Aşka Sürgün: Aşk, ilkel töreleri mağlup edebilir mi
Şöhret: Uzaktan parıltılı görünen yaşamların ardında hangi kara delikler var
Zerda: Kararlı ve mücadeleci bir kadının önüne engel koyabilir misiniz
Mahallenin Muhtarları: "Mahalle" deyince akla sadece coğrafi bir bölge mi gelmeli
Tatlı Kaçıklar: Yoksa hayatı fazla ciddiye almamak mı gerekir
Kurtlar Vadisi: Üzerinde dolaştığımız yer kabuğunun altında nasıl bir yaşam var
Bir Zamanlar Çukurova: Sevgi ile her güçlüğü aşmak mümkün mü
Hercai: İnsan, köklerinden ne kadar uzak kalabilir
Adanalı: "Allah'ın adamı olmak" nasıl bir şey

Parmaklılar Ardında: Özgürlüğün değerini anlamak için ille de hapse girmek mi gerekir
Avrupa Yakası: Büyük kentlerdeki sınıf çatışması nasıl elit bir mizaha dönüşür
Çiçek Taksi: Yardımlaşma, dayanışma, empati ve farkındalık insanların hayatını nasıl değiştirir
Sayın Bakanım: Yoksa çok ciddi bir iş gibi görünen siyaset, en büyük mizah hazinesi midir
Ezel: Sevgi ve merhametle dolu bir yürek her şeyin üstesinden gelir mi
Kara Para Aşk: İnsan en sevdiklerini yitirdikten sonra kendine yeni bir dünya kurabilir mi
Sen Anlat Karadeniz: Cesaret aşkın tutkalı mıdır
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz: Kılıçla yaşayıp kılıçla ölmeyen var mı

BU OYUNLA ZOR
Fenerbahçe, maçın içine girmekte hep güçlük çekiyor. Rakibinden en az 30 dakika sonra istim tutunca da motivasyonunu kaybediyor. Derbide yine öyle oldu.
Bir takımın kalecisi (Ederson) aldığı her topu uzun kullanıyorsa, ya takımın oyun kurucularında bir yetersizlik vardır ya da birinci bölgede pres yemekten ölesiye korkuyorlardır. Fenerbahçe orta sahası, 60 dakika boyunca kafalarının üzerinden geçip rakip oyunculara giden Ederson'un uzun toplarını drone seyreder gibi izleyip durdu.
Sarı-lacivertliler, Alex gittiğinden beri kendine hâlâ bir saha içi lideri bulamadı. Önümüzdeki günlerde de oyunu kurup yönlendirecek birini bulamazlarsa bu terane daha uzun yıllar böyle gider.
Kim ne derse desin, Galatasaray futbolcu bazında Fenerbahçe'den daha iyi bir kadroya sahip. Abdülkerim, Skriniar'dan daha çabuk. Sanchez, Osterwolde'den daha iyi pozisyon alıyor. Toreira, Alvarez'den daha mücadeleci, Barış Alper, Nene'den daha fazla oyunun içinde, Osimhen, En Nesyri'den daha iyi golcü, genç Kazım Can bile Semedo'dan iyi.
Fenerbahçe'de rakibe üstünlük sağlayan sadece iki futbolcu var. Raket ayaklı Asensio ve eşsiz hırsıyla hiçbir zaman mağlubiyeti kabul etmeyen İsmail.
Bu kadarı da galibiyete yetmiyor tabii...

BİZİ RUSYA'NIN ÖNÜNE ATMAK İSTİYORLAR