Atv bu sezon çok güzel!

Geçenlerde "Atv bu sezon çok yakışıklı" başlığıyla kanalın Jön Türkleri'ni kaleme almıştım. Ama hanımefendilere de haksızlık etmek istemem doğrusu. Zira bu sezon Atv ekranından güzellik, şıklık ve zarafet akacak.

Kurulduğu ilk günden bu yana kadın izleyicileri önemseyen, onların beğeni, alışkanlık ve taleplerini daima göz önünde bulundurarak "dişi" kimlikli bir kanal olma özelliğini koruyan atv'de bu sezon da güzel, şık, zarif, zeki ve cesur kadınlar resmigeçit yapacak. Özellikle yeni dizilerin güzel yıldızları Hande Erçel (Aşk ve Gözyaşı), Afra Saraçoğlu (A.B.İ.), Özge Yağız (Gözleri Karadeniz) Simay Barlas (Aynadaki Yabancı), Mahassine Merabet (Kuruluş Orhan) ile birlikte, devam eden dizilerin güzelleri Ebru Özkan - Mine Tugay (Can Borcu), gündüz kuşağının göz alıcı sunucuları Müge Anlı, Esra Erol ve Nursel Ergin, Atv ekranında ışıl ışıl parlayacaklar.


Uzaylılarla Kurtuluş Savaşı
Yalan yok, Türkiye'nin ilk dönem/bilim kurgu filmi Tehlikeli Bölge'nin basın gösterimine tereddütlü gittim. Zira Kurtuluş Savaşı'nda Türk askerlerinin aynı zamanda uzaylı yaratıklarla mücadele etmesi bana biraz "uçuk" gelmişti.

Gelgelelim, çıkışta ön yargılarımdan utanç duydum. Bence filmin başarılı olup olmamasından ziyade "cesareti" tartışılmalı. Yıllarca Türkiye'nin ilk bilim kurgu filmi Dünyayı Kurtaran Adam ile dalga geçilmiş, en baba bilim kurgu filmimiz ise komediye bağladığımız G.O.R.A. olmuştu. Bu nedenle filmin yapımcısı Serkan Semiz ve yönetmeni Ramazan Ekmekçi'ye hep aynı türleri izlemekten bıkmış bir seyirci olarak gönlümden Türk Sineması adına bir "cesaret madalyası" koptu. Elin adamları milyon dolarlar harcayarak çok daha uçuk filmlerle izleyiciyi salonlara çekerken, biz niye Türk Sineması'nın kısıtlı repertuvarına yeni bir soluk katmayalım ki
Mütevazı oyuncular, kısıtlı bütçe, az ama yerli yerinde kullanılmış görsel efektlerle beni 2 saat boyunca büyük bir ilgi ve heyecanla perdeye odakladılar işte... Devam kardeşlerim, yılmadan devam...


Çocuklarımıza ne yaptınız
Gün geçmiyor ki, çocukların başrolde olduğu bir kriminal olay yaşanmasın. Onlara yeni tanımlamayla "Suça sürüklenmiş çocuklar" demeye başladık. Bence bu tanım, işin ciddiyetini azaltıyor. Hangi çocuk suça sürüklenmiş, hangisi suçu "tercih" etmiş, kesin bir ayırım yapmak mümkün değil bence.
Suç çetelerinde "görevli" çocukların oranı yüzde 80'e ulaşmış durumda. Özellikle 15- 18 yaş arasındaki bu çocuklar için mutlaka yeni yasal düzenleme lazım. Çünkü cezalarının bir günü, iki ya da üç gün sayılıyor ve hemen tahliye oluyorlar.
Olan biteni bir televizyon dizisine bağlamak niyetinde değilim tabii ama suça eğilimli gençler arasında moda olan "tas kafa" saç stilinin Çukur dizisiyle başladığını da hatırlatmak isterim.