'Yer altı' zenginliğimiz

Düzgün itikat ve hâlis niyetle edilen dua, müminin silahıdır.

Yazının devamını okuyunca, birileri kalkıp "Bakın, Erdoğan'ın işi duaya kalmış" falan diyebilir Desinler!

Dinle meselesi olduğu aşikâr siyasi figürlerin seçim zamanı türbe türbe, cami cami dolaşmasına bir şey söylemezler oysa.

Kim göstermelik, kim samimi el açar; o da bizim işimiz değil.

Bildiğimiz bir şey var ki, samimiyetle yapılan duanın sayısız faydası var.

En başta tövbeye vesile olur ve nefsi kırar

Dinin temeli de nefse karşı gelmektir.

İslam büyükleri, bilinen bilinmeyen her bela ve sıkıntıya karşı dua tavsiye etmiştir...

Bu girizgâhı niye yaptım; şimdi oraya geleyim.

Her şey para-pul, makine, bina ve aletler değil

Cenâb-ı Hak razı olsun, Cumhurbaşkanı Erdoğan son 22 yılda ülkemizi ve milletimizi büyük hizmetlere kavuşturdu.

Otomobil yapıyor, en ileri teknoloji

Baraj yapıyor, en büyüğü

Uçak yapıyor, en iyisi

Hastane yapıyor, en özeli

Havalimanı yapıyor, dünya gözdesi

Köprü yapıyor, simgeler rekortmeni

İyi bir Müslüman lider olmanın gereğini hakkıyla yerine getiriyor ve başta savaş aletleri olmak üzere, dünyaya parmak ısırtan muazzam başarılara imza atıyor.

Hazır ol cenge, ister isen sulh-u salâh.

Düne kadar "askerimizin ayağında üşütmeyen bot yok" diye üzülürken, kısa sürede geldiğimiz şu noktaya bakın; havada, karada, denizde birbiri ile koordineli, yapay zekâ insansız ordu.

Savunmanın yanı sıra ekonomi ve enerji gibi diğer alanlarda da adım adım tam bağımsız bir ülke olma yolunda ilerliyoruz şükürler olsun.

Bunun da nişanesi; Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, fethin sembolü Ayasofya'yı yeniden özgürlüğüne kavuşturması oldu.

Yine Erdoğan gibi bir lidere sahip olduğumuz için, bugün Şam, Baas diktatörlüğünden kurtulup, özgürlüğüne kavuştu.

Ne şanslı bir nesiliz

Herkes son yüzyıla bakıyor ama, aslında milletçe asırlar sonra yeniden yükselişe geçtiğimiz bir döneme denk geldik.

Bu fırsat iyi değerlendirilmeli, kıymeti iyi bilinmeli.

İşte bu devrin kırılma noktası; 2023 seçimleriydi.

Bu seçim, sadece bizim değil, gelecek kuşakların da istikbalini belirledi.

Türkler yeniden zalim Batı'nın tahakkümü altına mı girecek, yoksa tekrar bir dev olarak mı yükselecek, belli oldu.

Prangalarımızdan kurtulduğumuz içindir ki, bugün 40 yıldır mücadele ettiğimiz taşeron terör örgütlerinden kurtulmayı konuşur hâle geldik.

Fakat bunlar yetmez, temellerimizi de sağlamlaştırmamız lazım.

Hele ki sosyal medya gibi iletişim kanallarının oluşturduğu tehlike ortadayken

Popüler olma hastalığına sürüklenen gençlerimizi korumak amacıyla getirilmesi düşünülen yaş sınırlaması, sadece bizim değil, dünyada pek çok ülkenin gündeminde.

Buna tedbir almak, varlığı millî kültürünü korumasına bağlı olan bizim gibi ülkeler için çok ama çok önemli.