Suçlular ve gerçek mağdurlar

Gazze'de Batı nasıl ikircikli bir tavırla mazlum sivillerin değil, suçlunun yanındaysa

Benzer bir tablo da yıllardır ülkemizde süregelmekte.

Bunların tesadüf yahut birbirinden bağımsız olduğunu söylemek elbette mümkün değil.

Birilerinin planları var, bunun için görevlendirdiği adamları var, bir de buna direnmeye çabalayan ülkeler

İşte hayretle izlediğimiz mevzular da bu çatışma istikametinde ilerlemekte.

Osman Kavala davası mesela

Dünyadaki sokak darbelerinin mimarı George Soros'un fonladığı Gezi hükümlüsü Osman Kavala için sahiplerinin tahliye istemesinden daha doğal bir şey yok.

Aynı şekilde, ana kuruluş amacı Türkiye'yi bölmek olan PKK terör örgütüne ve bu amaca siyasi kolda hizmet eden Selahattin Demirtaş'a sahip çıkmaları da karşı cepheden bakınca gayet doğal bir tepki.

Milyarlarca dolar silah yardımı yaptıkları terör örgütünün hem silahlı, hem siyasi olarak güçlenmesini istemelerinde şaşıracağımız bir nokta bulunmuyor.

Keza, elebaşına ABD'de çiftlik tahsis ettikleri FETÖ casusluk örgütünün Türkiye'de zayıflatılmasına niye rıza göstersinler

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dediği gibi, arzımevut hayali kuranların eninde sonunda varmayı hedeflediği noktaAnadolu topraklarıise yıllardırtam da bölmeyi istedikleri bölgede-terörle mücadele yürütüyor olmamızı başka kamuflajlar altında tartışmanın anlamı yok.

Birileri hem Doğu ve Güneydoğu'dan toprak koparmak istiyor, hem de İstanbul'un hiç değilse Avrupa Yakası'nı Vatikan gibi bölüp, ekümenik merkezi kurmaya çabalıyor.

Nitekim, 15 Temmuz işgal girişiminde köprüyü tutan FETÖ'cü hainler, sadece Avrupa Yakası'na geçişi kapatmıştı hatırlayın, Anadolu tarafına gidişi değil.

Aslına bakarsanız,28 Şubatçılarda bunlardan farklı değil.

Güç bulduklarında"Nüfusun yüzde 25'i olmasa ne olur"diyebilecek kadar gözü dönen, en az İsrail yönetimi kadar Sünni Müslüman'dan nefret eden bu vesayetçilerin ipinin de aynı sahiplerin elinde olduğunu, yaptıkları darbelerde kime hizmet ettiklerinden açık biçimde gördük.

Güya birbirine düşman görünen bu yapılar, tıpkı İran-İsrail paslaşmasında olduğu gibi, birbirini besleyen ahtapotun kolları.

Gazze'de kurban nasıl Filistinli mazlumlar ise burada da kurban Anadolu halkı.

Bu proje de yeni değil, jön Türklerden başlayan bir süreç

Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlıyı paramparça edip önce İngiliz'in, ardından İkinci Dünya Savaşı'nda ABD'nin arzuları yönünde istikamet çizilmeye çalışılan vatanımızda, 3. Dünya Savaşı'nın ayak seslerinin duyulduğu bugünkü süreçte karşılaştığımız talepler hiç normal değil.

Bizi bölmeyi denediler, yine deneyecekler

Batı'dan gelen baskı ve dayatmaları bu gözle baktığımızda normal karşılarken, Türkiye'de son seçimlerden birinci çıkan partininBatı'nın talepleriniarzulayan, dillendiren, yerine getirilmediğinde ise yüksek tonda buna muhalefet eden bir politika izliyor olmasını hep yadırgadık, bu anormalliği söylemeye de devam edeceğiz.

Vatandaşlarımızı, askerimizi, polisimizi katleden, seçtiğimiz hükûmeti, devletimizi yıkmaya, vatanımızı bölmeye çalışanları bu denli savunanlar niye bir defa da bu ihanet şebekelerinin kurban ve mağdur ettiklerinin hakkını savunmaz!

Haydi onlar yapmıyor, vatandaşımız niye kendi davasına sahip çıkmaz!