Suç ve ceza
Rus yazar Dostoyevski'nin psikolojik-dram türündeki dünyaca ünlü"Suç ve Ceza"romanı, parası için tefeci kadını öldüren yoksul bir öğrencinin manevi ıstırabını, pişmanlığını ve ahlaki ikilemlerini anlatır.
Oysa öldürmeden önce parayla kendini yoksulluktan kurtarabileceğine ve büyük işler yapmaya devam edeceğine inanmıştır.Yoksul ve çaresiz hayatlarda işlenen suçların psikolojisini derinden yaşatan bu romanda olduğu gibi, gerçek hayatta da zannediyoruz ki suçu sadece muhtaçlar işler.Hiç öyle değil, belki tam aksiEkrem İmamoğlu'nu düşününMüteahhit bir babanın oğlu.80'lerde, 90'larda da varlıklıymış ki, üniversiteyi kazanamayan oğlunu Kuzey Kıbrıs'ta özel üniversitelerde okutmuş.Buraya kadar problem yok, Allah daha çok versin.Problem, paranın gücününSUÇişlemekte kullanılması.Belli ki o dönem Kıbrıs'tan İstanbul Üniversitesi'ne parayla sahte geçiş sağlayan bir çete varmışİmamoğlu'nun babası da bedelini ödemiş, Girne Amerikan Üniversitesi'nde kimi ifadelere göre iki yıllıkİşletme Yönetimi bölümü, kimi ifadelere göre dört yıllık işletme fakültesinde okuyan oğlunu, hiç hak etmediği İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme Bölümü'ne geçirtivermiş.Dememiş ki:"Yahu bizim oğlan bileğinin hakkıyla, alnının teriyle kazanmayı öğrensin.Başka çocukların hakkını yiyip de vebale girmeyelimBu çeteye para yedirip bu kaydı yaptırmak suç. Yarın öbür gün önümüze çıkar, ne gerek var, uzak duralım böyle pis işlerden..."Hiç böyle bir derdi olmamış belli ki, yıllar sonra bu diplomayı sorgulayan gazetecileri(İlk yazan2016 yılında Telat Çabuk. Şüpheli şekilde öldüğü iddia ediliyor)bir de tehdit etmiş.Parayla her şeyi çözeceğini düşünen baba bunu yaparsa oğlu ne yapmaz!Diplomasının iptal sürecindeki açıklamalarına bakın meselaEn ufak bir pişmanlık, suçluluk belirtisi gördünüz mü yüzündeSuç ortaklığına girişen CHP'liler de,"E ne yapalım! O zaman öyleydi"deyip işin içinden İmamoğlu'nu sıyırma peşinde.Oysa özel üniversiteden İstanbul Üniversitesi'ne geçişin mümkün olmadığını o zamanın üniversite ortakları bile anlatıyor.Aynı yıl Trakya ve Marmara Üniversiteleri YÖK'e KKTC'deki Girne Amerikan Üniversitesi'nden gelen başvuruları sormuş, YÖK"Denkliği yok, olmaz"demiş.Ekrem İmamoğlu ise"Kazanılmış hakkımı gasbediyorlar. Bugün bunu yapan yarın sizin tarlanızı alır"gibi saçma sapan tezlerle üste çıkmaya çalışıyor.Peşinden giden avaneleri de "İstanbul Üniversitesi onaylamışsa Ekrem'in suçu ne Diploması niye iptal ediliyor" diye suçu ve suçluyu aklamaya girişiyor.Diploma iptalinin ardından dün sabah'terör've'yolsuzluk'başlıklı iki soruşturmadan gözaltına alındı Ekrem İmamoğlu.İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın önemli tespitleri var. Özeti şöyle;-'Kent uzlaşısı' faaliyetine bilerek iştirak etmek suretiyle PKKKCK terör örgütüne yardım etmek.-31 Mart 2024 tarihli yerel seçimden yalnızca birkaç gün önce CHP'ye üye kaydı yaptıkları terör örgütü sorumlularını meclis üyesi seçtirmek.-İş adamlarını para vermeye zorlamak. Bazı iş adamları ile hareket ederek haksız kazanç sağlamak.-Birçok belediye iştirakinde usulsüz ihalelerle fesat karıştırmak.-Kendi üzerlerine ve SGK'lı çalışanlarının üzerlerine kurdukları şirketlerle Medya AŞ, Kültür AŞ'nin hizmet alımı nitelikli işlerine yüksek fiyatlı teklifler vererek ihale almak.-Medya AŞ, Kültür AŞ, KİPTAŞ, İSFALT firmalarından ihale alan örgüt üyelerinin belediyeden aldıkları ilk avans ödemeleriyle İmamoğlu'na ait inşaatlara para aktarmalarının ya da şirketlerine mal devri yaptıklarının anlaşılması.-Hâlihazırda aktif olan birçok iş yerinden rüşvet talep etmeleri, kabul etmeyen mağdurlar hakkında belediye encümenlerinden aldırılan kararla zorla para almaya çalışmaları.Suçlamaları görüyorsunuz.İmamoğlu'nun şirketlerinde toplanan para kulelerini görmüştük değil miEn az 2 milyar dolar olduğunu anlatmıştı bir itirafçı iş adamı.Belgelerini de savcılığa verdiğini söylemişti.Görüntüleri sızdıranlar da yine CHP'lilerdi.Sonra bunun gibi kirli paraların CHP kurultayında, delege satın almakta nasıl kullanıldığını gördük.