Samimiyetinizi görelim

Türkiye'nin bölünme tehdidi yaşamadığını düşünen varsa hâlâ aklına şaşarım.

Siyonizmin emrindeki ittifak bunu daha yakın zamandafiilî işgal girişimiyledenedi, yine deneyecektir.

Hava araçları dâhil, donanımlı ve düzenli bir ordu hâline getirmeye çalıştıkları PKKYPG terör örgütüne bu kadar tahkimatın niye yapıldığı ve hedefinin hangi ülke olduğu belli.

Bunlar bir saldırıya geçtiğinde, bugün İsrail'e destek olan ülkelerin, bu defa İsrail'le beraber bu teröristlere (gizli ya da açık) destek vermeyeceklerinin de garantisi yok.

Mesele; biz ne kadar hazırız

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, İsrail'e, Gazze vahşetine tepki olarakKarabağ ve Libya örneğiüzerinden yaptığı çıkışın ardından olanları gördünüz.

İki gün sonra Hamas lideri Heniyye'ye düzenlenen suikast, Türkiye'ye cevap değil de neydi

Hem de Türkiye öncülüğünde yürütülen ateşkese ramak kalmışken!

Elindeki bütün kartları pervasızca açan Tel Aviv yönetimi,"Yahudilerin kayıp kardeşleri"yalanıyla kandırdığı Kürtleri yıllardır hem Türkiye'ye karşı kışkırtmakta, hem de kullanmakta.

Nitekim Kuzey Irak'ta yapmaya çalıştıkları özerklik referandumunda, meydanlarda sallanan İsrail bayraklarını apaçık gördük.

Suriye sınırımıza kurmak için yıllardır büyük çaba harcadıkları terör devletinde de, Türkiye'den toprak koparmak içindemokratik haklar palavrasıyla-40 yıldır yürüttükleri mücadelede de aynı motivasyona şahit oluyoruz.

Eski HDP Eş Başkanı Sezai Temelli, 2019 yılında Mardin'in Kızıltepe ilçesindeki mitingde"Burası vadedilmiş topraklar"derken, işte tam da bunu itiraf ediyordu.

Terörün merkezi Kandil ve örgütün Türkiye'deki siyasi kolu-bugünkü adıyla-DEM bu niyetini hiçbir zaman saklamadı.

Hatta, Kandil'deki elebaşları,"Türkler buraları bize bıraksa bile mücadelemiz bitmeyecek. İstanbul'u da alacağız. Türkler geldikleri Orta Asya topraklarına dönene kadar durmayacağız" tehdidinde bile bulundu.

Üzücü olan, bunlar alenen dillendirilip, fiilî olarak hayata geçirilmeye çalışılırken, Türkiye'nin ikinci büyük partisi CHP'nin, Kemal Kılıçdaroğlu liderliğinde bunlarla tam ittifak yapmasıydı.

Hep yazdık

Kandil'deki terör elebaşları apaçık kendilerine destek açıklaması yapıp taktik verirken, hiçbir CHP yöneticisi çıkıp da "Siz kimsiniz ki bize yol tayin ediyorsunuz. Biz teröristlerle iş birliği yapmayız" bile demedi.

Aksine, Kılıçdaroğlu CHP'si, hep onları memnun edecek bir politika izledi.

Çok şükür ki, Özgür Özel'in Genel Başkanlığa seçilmesi ile birlikte, CHP daha millî bir çizgiye geçişin emarelerini göstermeye başladı.

Özel, FETÖ'yü 15 Temmuz'dan aklamak için "Tiyatro, kontrollü darbe" diyen selefinin aksine,"Bal gibi FETÖ darbesi"dedi.

Muhalefeti sadece ülke sınırları içinde yapacağını, dışarı çıktığında ise'Türkiye partisi'olarak hareket edeceğini söyledi.

Nitekim, Kıbrıs Barış Harekâtı'nın 50. yıl dönümünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la birlikte KKTC'deki törende yer aldı.

Aynı tavrı, İsrail'in küstah Dışişleri Bakanı, Saddam Hüseyin'in akibetiyle Cumhurbaşkanı'mızı hedef aldığında da gösterdi Özgür Özel.

Bunlar, CHP'de görmeyi özlediğimiz güzel hareketlerdi.

Benzer bir çıkışı, önceki gün CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu da yaptı.

İmamoğlu, Instagram'a erişimin kapatılmasını eleştirdiği bir paylaşımını alıntılayarak kendisine övgüler düzen, kendisini ülkenin Cumhurbaşkanı olarak görmeyi arzu ettiğini belirterek