O köprü ve tüp geçitler olmasaydı

20 milyar dolarlık ticaret hacmine sahip olacak bir proje...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Basra Körfezi ve Umman Denizi çevresinde, Malezya, Endonezya ve Çin'in güney sınırlarından başlayarak, Hindistan, Pakistan, Suudi Arabistan gibi devasa ülkeleri de Avrupa'ya en kısa yoldan ulaştıracakKalkınma Yolu'nunimzası için Bağdat'taydı.

Irak ve Türkiye'nin yanı sıra Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar da proje ortağı olarak imza attı.

Nüfusun ve üretimin en yoğun olduğu bölgeden Batı'ya uzanan en kısa ve en verimli bu yolda, ticari mal yüklü konteynerler Basra limanından başlayarak Irak'ı boydan boya geçip Türkiye'ye varacak, hiçbir aktarmaya ihtiyaç duyulmadan Avrupa'ya ulaşacak.

Kalkınma Yolu'nunavantajı, süre tasarrufunun yanı sıra denizle kesişen tek engel olan İstanbul Boğazı'nda datrenle taşımacılığınmümkün olması.

Marmaray tüp geçişi bu imkânı hâlihazırda sağlıyor, ancak bundan sonraki süreçte asıl yoğunluk, Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerine inşa edilen raylı geçişte olacak.

Tek hat burası değil elbet.

İnşası devam eden Zengezur Koridoru sayesinde, doğrudan Bakü'ye ve oradan bütün Türk cumhuriyetlerinin yanı sıra Çin'in kuzeyine ve Rusya'ya uzanan ticaret yolu da artık daha aktif hâle gelecek.

Kuzey ve güneyden ülkemize bağlanacak bu hatların adı, doğrudan'kalkınma'dır.

Bu projelerin önündeki en büyük engel ise güvenlik.

Cumhurbaşkanımız, işte bu yüzden Irak'la güvenlik anlaşması imzaladı.

40 yıldan fazladır başımıza bela edilen terör örgütünün Irak'tan temelli sökülüp atılması için hazırlıklar yapıldı.

Kazan-kazan formülüyle yapılacak iş birliğine Irak'ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi de dâhil edildi.

Kuzeyde önümüze engel teşkil eden Ermenistan, Karabağ savaşı sonrası hizaya gelmek zorunda kaldı.

Gelişmelerden en büyük rahatsızlığı duyan İran, Fransa gibi Avrupalı dostlarıyla engelleme çabasına girişse de, Türkiye'nin kararlı duruşu ve Bakü ile uluslararası hukuka uygun duruşu karşısında sinirden tırnaklarını kemirmekte.

Şimdilik tek yapabildiği, Gazze bahanesiyle içerideki siyasi maşalarını kullanarak, Türkiye'yi iç politikada köşeye sıkıştırma çabası Lakin devletimiz de, milletimiz de büyük çoğunlukla bu oyunu görmekte.

"Birileri nasıl oluyor da CHP ile aynı safta hükûmete karşı yer alıyor"diye soruyorsanız, cevabı işte burada.

Bütün bu tuzaklara karşı Türkiye'nin cevabı, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Bağdat'ta yaptığımeydan okumaoldu.

Bu yorumu biz değil, Batı medyası yapıyor.

Unutmamak lazım ki, Gazze'de yapılan soykırım ve işgalin temelinde de ülkelerin ticaret yolları ve enerji kaynaklarına ulaşma hırsı var.

ABD, Gazze'ye limanı şimdiden kurdu bile

Dünya medyası uzunca bir süredir, Kızıldeniz'de Mısır'ın Süveyş tekelini kıracakGorion kanalınıişlemekte, -ki, projesi hazırlanan kanal, tam da Gazze'yi ortadan bölmekte.

Siyonistler, Batı ülkelerini enerji ve ticaret yollarından elde edecekleri kazançla aşağılık soykırım planlarına razı etmekte.

Hindistan'daki G-20 zirvesinde ABD'nin desteğiyle açıklanan yeni ticaret yoluHindistan-Orta Doğu-Avrupa Koridoruprojesi2023 Eylül'ündeilan edilmişti.

7 Ekim'dekiHamas saldırısının ardından Gazze işgali başladı; gerisini artık siz yorumlayın.

Ticaret yollarının bizim açımızdan önemine ve Türkiye'nin bu konuda yaptığı stratejik hamlelere dönecek olursak

Misal; Hindistan'ın G-20'de açıkladığı proje, önce Umman Denizi, sonra Orta Doğu çöllerini karadan geçiş, ardından Akdeniz'de yeniden gemilere sevk gibi aktarma zorlukları sebebiyle kimsenin aklına yatmamakta ve uygulanabilirliği haklı olarak sorgulanmakta.