Çocuklarımızı kime kaptırıyoruz
Osmanlı'nın çökertilmesinde de, Osmanlı'nın sonrasında da en büyük projeydi;dinden uzaknesiller yetiştirmek.
Adnan Menderes'e kadarki dönemdeyasaklarlacebren yürütülen projeye rağmen Anadolu'da din ayakta kalmışsa, bunu evvelaolacakları önceden görüp, köy köy Mızraklı İlmihal dağıttıran Sultan Abdülhamid Han'a borçluyduk.Ezan-ı Muhammedi'yi camilerde yeniden aslına uygun okutturan Menderes'in başına gelenleri biliyorsunuz.Çok küçük bir din düşmanı azınlığınTürk İslam medeniyetikurmuş, asırlarca dünyaya bu medeniyetle hükmetmiş bir halka çektirdiği eza-cefa; 28 Şubat zulmünün ardından iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğiyle büyük oranda son buldu, ancak hiçbir zaman bitmedi.Çünkü bu, lokal değil, küresel bir projeydi.Ve ellerinde kullanacakları çok fazla araç vardı.Bir zamanlar filmlerle, basılı mecmualarla yaptıkları din karşıtı tezviratı televizyonlarla daha da büyütmüşler, internetin hayatımıza girmesiyle birlikte başka bir boyuta taşımışlardı.Hele hele sosyal medya, dijital yayınlar ve interaktif oyunların yaygınlaşmasıyla bugün bambaşka meselelerle konuştuğumuz tehdit ortaya çıktı.Bunlar öyle hızlı bir sosyal çöküntüye sebep oldu kiBugün Avrupa'da nüfusu en hızlı düşen, AIDS gibi hastalıkların İngiltere'den bile fazla olduğu ülke olmamız bir yana her gün kadınlara, çocuklara yönelik korkunç cinayetlerin şokuyla sarsılıyoruz.Küçücük bebeklerin, gencecik kızlarımızın, birilerinin pis arzularının kurbanı olduğunu görünce ruhsal bir bunalıma giriyor, geleceğimizle ilgili endişeye sürükleniyoruz.Acı ama, gerçek bu.Ve ne yazık ki, epeyce bir zamandır bu tehlike bağıra bağıra geliyordu.Biz de defaatle buna dikkat çekmeye çalışmış, üç yıl önce"Sonumuz ne olacak"başlıklı makalede şunu aktarmıştık;Özel bir üniversitede ders veren meslektaşım geçenlerde şu endişesini anlattı;"Gençliği hızla kaybettiğimizi görüyorum.Temel problem, inanç sisteminden uzaklaşmaları.Biz aynı yaşlardayken etrafımızda uyuşturucu kullananı bilmezdik mesela...Şimdi yarısından fazlası hiç değilse bir kere denemiş.Alkol tüketmeyen ise yok denecek kadar az.Bizden çok ama çok farklılar...Aramızda büyük yaş farkı olmamasına rağmen onları anlayıp, aynı dili konuşarak iletişim kurmam bile çok zamanımı aldı.Kesinlikle bizim gibi değiller.Aynı şeylere gülüp, aynı şeylere üzülmüyoruz sanki...Kimliğinden uzaklaşmış, bireysel yaşamayı seven, sadece kendisini mutlu edecek şeylere odaklanan ve ötesini umursamayan bir nesil yetişiyor.Hayatının hep eğlence ile geçmesini arzu eden, bir başkasının yükünü, sıkıntısını almaya asla yanaşmayan bir kuşak bu.Elbette hepsi değil ama çoğunluk böyle.Dindar kimliğe tahammülleri yok.Buradan anlıyoruz ki, bu nesli sosyal medyada hâkim olan muhalif akıl yetiştiriyor.Ve bu öyle bir salgın ki, onlar gibi düşünmeyen, onlar gibi davranmayan gençler dışlanacağı için ister istemez aynı kulvara girmek zorunda kalıyor.Siyasi kimlikleri bir yana, millî hassasiyetlerinin de azaldığını açıkça görebiliyoruz.Sanki bu gençler, geleceğin tek tip 'dünya vatandaşı' olmaya hazırlanıyor."Gençliğe bu kadar yatırım yapmış AK Parti döneminde böyle bir geri dönüş, iktidarın sorgulaması gereken bir mesele.Siyasetin dışındaki tablo ise bizim derdimiz.Zira gençleri dinden, milliyetinden, kültüründen, örf ve âdetlerinden uzaklaştırmayı çoktan geçtiler.Şimdi cinsiyetsizliğe alıştırmaya başladılar ki, bu uyuşturucu ve alkolden çok daha ötesi.Bu işlerin başını da kimlerin çektiği ortada.Siyasi kutuplaştırma ile zihnini esir aldıkları gençleri bu felakete sırtlarını sıvazlaya sıvazlaya sürükleyenler kendilerini ayan beyan gösteriyor zaten.Terör örgütü PKK'nın sözcülüğünü yapan HDP'nin(Bugünkü DEM), LGBT sapkınlığına bu denli sahip çıkmasının amacı anlaşılmıyor muPeki ya HDP'nin durduğu yeri meşrulaştırmaya çalışan başta CHP ve diğer ortaklarının bu felakete arka çıkmasına ne demeliEvet, HDP ne kadar proje ise bugün bu ihanetlerle karşımızda duran CHP de öyle bir projedir.Bunların ağına düşen yeni kuşakları hem dünyada, hem de ahirette bedbaht bir son beklemektedir.Burada İstanbul Sözleşmesi ile iktidarın da tuzağa düşürüldüğünü belirtmek gerek.(Neyse ki sonra bu hatadan döndüler ve sözleşmeden çekildiler.)Ayrıca CHP, HDP, İyi Parti ve Saadet'in birlikte hazırladıkları anayasa taslağında bu sapkınlığa kucak açmaları tesadüf değil elbette.Mevzuyu şöyle kapatalım;Ahir zamanda yaşıyoruz.Bütün alametleri görülen bu zamanda bunların olacağını Peygamber efendimiz açıkça bildirmiş.