Bitmeyen uçak yalanları
Bugün'çok büyük'yazar olmaya karar verdim!
Karşı mahallenin, kendimizi bildik bileli şişire şişire pazarlamaya doyamadığı 'kofti'lerden neyimiz eksikOnlar gibi, memlekette onca dert ve bela varken, bunları bir kenara bırakıp, toplumu çok da ilgilendirmeyen bir mevzuyu deşeceğim.Bağlayın kemerleri, başlıyoruz.Cumhurbaşkanı'mızın seyahatlerine eşlik eden gazetecilerin sadece Cumhurbaşkanlığı uçağınakoltuk parasıödemediğini (ki tarifeli uçak olmadığı için bunun dünyada örneği yok)Uçağa binme dışında otel, yemek gibi bütün masraflarını kendi ceplerinden, daha doğrusubu gazetecilerin çalıştıkları kurumlarınkarşıladığını bilmeyen kaldı mıHâlâ bu tezvirata inanan varsa Emin Çölaşan gibi yalanı ağzında sakız eden fütursuzlar yüzünden.Cumhurbaşkanı'nın seyahatlerini, İBB'nin İstanbul halkının cebinden harcadığı 12 milyon liralık Paris sefasıyla karıştıran bu sözüm ona'büyük'gazeteci, bu seyahatlerin bizim için nasıl bir külfete sebep olduğunu görmezden gelip, bir de'piyango vuran gazeteciler'iftirasını atıyor.Herkesi, CHP'nin fonladığı gazetecilerden zannediyor olsa gerekBu kadarla kalsa iyi!Neymiş; bize sorular önceden İletişim Başkanlığı tarafından hazırlanıp veriliyormuş, biz de uçakta sadece bunları sorabiliyormuşuz.Ahlaksızlığa bakın!28 Şubat paşalarının gazetecisi olduğu için bizi kendisiyle karıştırıyor herhâlde.Sorular da önceden hazırlanıyormuş, cevaplar da, biz önümüze konulan soruları sorup kenara çekiliyormuşuz.Böyle bir yalan, iftira nasıl akla gelebilirHerhâlde yapmışlığı var ki, böylesine iğrenç bir yalanı düşünebiliyor.Daha önce de yazdımSorup da cevap alamadığımız, röportajda yer almayan bir konu yok muElbette var.Bizim her sorumuza 'devlet sorumluluğundaki kişi' cevap vermek istemeyebilir,"Şu konu hassas, oraya girmeyin"denilebilir.Gazetecinin zorla cevap almak gibi bir görevi yok.-Ki, bu konularda da biz izlenimlerimizi, kanaatlerimizi yazdık, yazıyoruz. Böyle olduğunu da belirtiyoruz zaten.Devlet Bahçeli'nin İmralı çıkışında olduğu gibi, yanılmadığımızı da görüyorsunuz.Fakat kendimize ait olmayan bir soruyu sorduğumuz iftirasına vereceğimiz cevap, bunun ancak 28 Şubat paşalarının gazetecisine yakıştığıdır.Kimse bizi kendisiyle karıştırmasın.Uçağı dilinden düşürmeyen bir başka isim de yine 28 Şubat döneminin gediklilerinden Ertuğrul Özkök.Uçaktaki lüzumsuz detayları güya biz yazmadığımız (yazamadığımız) için, seyahatte bulunan meslektaşlarımızdan aldığı bilgilerle bu yazıyormuş.Sanırsınız'çok önemli'şeyler yazıyor!Mesela Hadi Özışık niye gülmüşBiz niye ciddi duruyormuşuzBöyle ipe sapa gelmez çıkarımlarla kendince eğleniyor bu gevşek arkadaş.Karın ağrısı başka tabii, aklınca bizi itibarsızlaştıracak.Röportajın yapıldığı toplantı salonunu öyle bir anlatıyor ki, sanırsınız politbüro ofisi.Yıllarca paşaların gazeteciliğini yaptığı için böyle okuması normal karşılanabilir elbet!Aklı o kadarına yettiğinden olsa gerek, röportajı yapan gazetecilere bir demürettebatdiye hakaret etmiş.Kirli geçmişleri, adam yerine konulup uçağa alınmadıkları için ne diyeceğini bilmeyecek kadar kuduran bu arkadaşlar, bir gün ağızlarının payını vereceğimizi düşünmedi herhâlde.Uçaktaki detayları biz yazamıyormuşuz da o yazıyormuş Hey Allah'ım!Sen önce uçağı doğru yaz da, ötesini sonra konuşalım.Yazı boyunca A330 diye üzerinde tepindiğin röportaj, A340 CAN uçağında yapıldı canım benim; kulağına bir şeyler üfleyen arkadaştan önce bunun doğrusunu öğrenseydin keşke.Çok mu önemli bir detayBence değil amaeften püftendetayları büyük iş yapıyormuş gibi kibirli cümleler kurarak yazıyorsa birisi, öyle.Bir başka detayı daha yazmışbüyük büyük yücegazeteci!