Beraber yürüdük biz bu yollarda...

İçerideki keşmekeşi, terör örgütleri ve güdümlü siyaset üzerinden hibrit savaş oyunlarını, ekonomik çelme takma fırıldaklarını bir kenara koyarsak eğer Dışarıda Türkiye lehine müthiş gelişmeler var. Buyurun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Birleşik Arap Emirlikleri gezisi. CIA ortaklığında 15 Temmuz işgal girişimine verdiği destek dâhil, yıllardır Türkiye'ye karşı açık düşmanlık sergileyen Abu Dabi yönetimi ile çok kısa sürede gelinen noktaya bakın. Aynı şekilde İsrail de geri adım attı ve aradaki gerilimi düşürecek bir yola girildi. İsrail Cumhurbaşkanı Isaac Herzog 9-10 Mart'ta Türkiye'de olacak. Benzer adımlar Suudi Arabistan ve Mısır'la atıldı, devamı gelecek... Herkes şunu gördü; bölgede Türkiye ile birlikte yürümeden varılabilecek bir yer yok. Örnek; EastMed projesi. ABD eski Başkanı Trump öncülük etmiş, İsrail'in Akdeniz'den çıkardığı gazı, Türkiye'yi by-pass ederek, Akdeniz'in dibine döşenecek borularla önce Kıbrıs Rum kesimi ve Yunanistan'a, oradan İtalya'ya ulaştıracaklardı. Akdeniz'den diğer ülkelerin çıkardığı gaz da bu hatta bağlanacak, Avrupa'ya yollanacaktı. Projeye yukarıda ismini saydığım bütün ülkeler destek veriyordu. Sonuç n'oldu Türkiye, Libya ile deniz yetki anlaşması yaptı, BM tanıdı. Ekonomik açıdan zaten hayalcilikten ibaret olan o boru hattının önünü bir de bizim KKTC ve Libya ile yaptığımız anlaşmalar kesti. Sonunda ABD projeden çekildi, EastMed çöp oldu, tek alternatif Türkiye kaldı, Yunanistan mabadının üstüne oturdu. Güya ABD ve Fransa'nın desteğiyle Türkiye'yi Ege'de olduğu gibi Akdeniz'e de hapsedeceklerdi, şimdi gıkları çıkmaz oldu. ABD ile ilişkilerin de, Biden'ın göreve geldiği dönemdeki kadar gergin olmadığını ve artık Türkiye'ye çok daha ılımlı "müttefiklik" mesajları yollandığını hatırlatmak isterim. Oysa daha bir yıl önce neler söylüyorlardı. İçeride de bazı embesiller bu düşmanlığa umut bağlamıştı! Boru değil ABD'si, Fransa'sı, İngiltere'si, Almanya'sı Koca koca ülkelerden bahsediyoruz, niye geri vites yaptılar Denediler, Türkiye'nin potansiyelini gördüler. Radarları "tuhaf cisimler tarafından" kör edilen Fransız gemilerinin kaçışını hatırlamışsınızdır umarım. Böyle işte! Oyunun neticesini güç belirler. Aynı ülkeler Suriye'nin kuzeyine terör devleti kurdurmak için PKK'ya silah yığdı da ne oldu Şayet o devlet kurulsa, bugün Türkiye nasıl bir tehditle karşı karşıyaydı, tahayyül edebiliyor musunuz İsrail gayriresmî komşumuz oluyordu. Ağzını doldura doldura konuşan Selahattin Demirtaşgiller, şimdi Türkiye'den koparacakları şehirleri konuşuyordu. Nitekim denemediler mi Özerklik ayağıyla ülkemizi bölmeyi fiilî olarak hayata geçirmediler mi Osman Kavala gibi piyonlar da dâhil, neticesini gördüler, şimdi layık oldukları yerdeler. Her şeyi tez unutan milletiz, hafıza tazeleyelim. İdlib'de karşımızda Esad değil, aslında Rusya vardı. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı, Barış Pınarı'nda karşımızda PKK değil, gerçekte Batı vardı. Türkiye Karabağ için nasıl Azerbaycan'ın yanında durduysa, Ermenistan'ın arkasındaki güç de İran'dı. Türkiye-Azerbaycan birlikte yürüdü ve kazandı. Yeryüzünde Türkiye kadar operasyon çekilen, gücü sınanan başka ülke var mıdır, bilmiyorum. Rusya'ya da yapacak oldular, Putin hiç gecikmeksizin cevabını verdi. Ukrayna'yı bugün Rusya ile karşı karşıya getiren nedir Tamamen Batı'nın pis oyunları. Neticesinin de Afganistan gibi olacağına, eninde sonunda Batı tarafından büyük bir hayal kırıklığıyla ortada bırakılacaklarına ve gerçeklerle baş başa kalacaklarına eminim. Bakmayın Batı'nın efelenmelerine, ortaya attıkları tehditler sinek vızıltısı. Rusya'ya tehdidinde ciddi olan devletlerin, önce hiç değilse Suriye'nin kuzeyinde Türkiye'ye karşı kullanmaları için PKKYPG'ye verdikleri silah yardımı kadar destek olmaları lazımdı Ukrayna'ya, yaptılar mı Bugüne kadar Ukrayna'ya verdikleri, PKK'ya yolladıklarının belki binde biri değil. Buradan ne çıkar Koca bir hiç. Avrupa'da lider kalmadığı için Ukrayna'daki gerilime de Türkiye yetişmeye çalışıyor, Etiyopya'daki iç savaşa da. Yakın tarihimizde dış politikada bu kadar güçlü olduğumuz bir dönemi ben bilmiyorum. Türk Devletleri Teşkilatı gibi geleceğe matuf daha büyük hayallere ilerliyoruz ki, bu da ufkumuzu gösteriyor. Rus, Çin liderleri boşuna Erdoğan ile yakın ilişki kurmuyor. Aslında dünya yeniden şekilleniyor ve Türkiye, tarihin derinliğindeki o koskocaman gövdesiyle