Cumhuriyet tarihinin 25 trajikomik olayı

Cumhuriyet tarihinin 25 trajikomik olayı
YÜCEL KAYA

Cumhuriyet döneminde"çağdaşlaşma"ve"modernleşme"adı altında yapılan pek çok uygulama, bugün hem toplumsal hafızada hem de tarihsel kayıtlarda trajikomik birer vaka olarak yerini aldı. Bu yazı,milletin değerlerinden kopartıldığı,devlet gücünün topluma baskı aracı olarak kullanıldığı,akıl ve vicdanla açıklanamayanCumhuriyet döneminintrajikomikolaylarınıbir araya getiriyor.

***

1) Şapka Kanunu veidamlar (1925)

Cumhuriyet yönetimi, bir kıyafet düzenlemesini ideolojik gösteriye dönüştürerek Giresun'dan Erzurum'a kadar birçok şehirde halkı idam sehpalarına gönderdi; sıradan vatandaşlarBatıdan gelen şapkayı takmadığı içindarağacında can verdi. Ülkede birkorku iklimioluşturuldu.

Bu olay, devletin kıyafet üzerinden rejim sadakati ölçmeye kalktığı trajikomik bir uygulamaydı.

2) Takrir-i Sükûn Dönemi: Ülkeninüçyılsessizealınması (1925–1928)

1925'te çıkarılan kanunla ülke genelinde basın kapatıldı, muhalefet susturuldu, toplumun nefes alma alanları yok edildi; şehirden köye herkesin konuşması yasaklandı, ülke adeta ideolojik karantina altına alındı.Sesini çıkaranlar İstiklal mahkemelerinde yargılandı binlerce kişi idam edildi.

Halkın "sükûn" adıyla zorla sessizliğe mahkûm edilmesi tam anlamıyla trajikomikti.

3) Harf Devrimi vekolektifhafızanınsilinmesi (1928)

Halka sorulmadan despot bir uygulama ile bir gecede Latin harflerine geçilerek toplumun yazılı kültürü kesintiye uğratıldı;çocuklarkenditarihini öğrenmeden mahrum bırakıldıdedelerininmezar taşlarını okuyamaz hâle geldi, halk okuma yazma bilmez ilan edilip eğitim seferberliği zorunlu kampanya hâline getirildi.

Dil üzerinden hafızanın sıfırlanması toplumsal kopuş yapan trajikomik bir adımdı.

4) Halkevleri: Halkiçinaçılanyerlerinhalkayasaklanması (1932'den itibaren)

"Halkevleri halka hizmet edecek" sloganıyla açılan kurumlar kısa sürede elit mekânlarına dönüştü; köylüler ve alt sınıflar çoğu zaman içeri bile alınmadı, devlet eliyle kültür mühendisliği yürütüldü.

Halk adına açılan yerlerin halka kapatılması başlı başına trajikomik bir durumdu.

5) Türkçeezanzorlaması (1932–1950)

Ezan Arapça okunduğundaceza verildi, imamlar tutuklandı, ibadetin dili yasaklandı; devlet dinin en temel uygulamasına müdahale ederek toplumla inanç arasında soğuk bir duvar ördü.

İbadetin dilinin devlet tarafından belirlenmesi tarihî bir trajikomedi örneğiydi.

6) Menemenolayı verejimgösterisi (1930)

Menemen'deki tartışmalı hadise üzerine jet hızında mahkemeler kuruldu, ifadeler çelişkili biçimde alındı ve infazlar hızla yapıldı; olay, rejimin sertliğini göstermek için kullanıldı.Yüzlerce kişi darağaçlarında can verdi.

Yargısız ve aceleci uygulamalarla bir olayın rejim vitrini yapılması trajikomikti.

7) Serbest Fırka: 90günlükdemokrasidenemesi (1930)

Halkın kısa sürede sahiplendiği Serbest Cumhuriyet Fırkası, demokratik bir nefes aralığı oluşturdu fakat rejim bu ilgiyi tehdit sayıp partiyi 90 gün içinde kapattı; demokrasi kontrollü bir gösteriye dönüştürüldü.

Demokrasi denemesi yapıp halk destekleyince kapatmak tam anlamıyla trajikomikti.

8) "Kıl–Tüy Vergisi" veekonomikkrizdeaşağılayıcıvergiler (1930'lar)

Devlet, ekonomik krizi aşmak için hayvanın kılından yününe kadar her şeyden vergi almaya başladı; köylü zaten kıt kaynaklarla yaşarken devlet onun sırtında en ufak bir parçayı bile gelir kapısı yaptı.

Hayvanın kıllarından vergi almak ekonomik çaresizliğin trajikomik bir yansımasıydı.

9) Sakal vebıyığınrejimesadakatölçüsüsayılması (1930'lar)

Asker, öğretmen ve memurların sakal-bıyık düzeni devlet emriyle belirlendi; sakal bırakan subay cezalandırıldı, bıyığın uzunluğu bile yönetmeliklerle ölçüldü, kişisel bakım ideolojik test hâline getirildi.Müslümanlar sakal bırakamaz oldu. Uzatanlar ise görevden alınıp hapsedildi.

Sakalın devlet kontrolüne alınması rejimin absürt denetim anlayışının trajikomik örneğiydi.

10) Radyolarda Türk Halk Müziğiambargosu (1930'lar)

Devlet, halkın kendi müziğini"gericilik"görerek radyolarda Türk Halk Müziği'ne fiilî yasak koydu; bunun yerine Batı müziği zorla dayatıldı ve toplum kültüründen kopartıldı.

Milletin ezgisini susturup yabancı melodileri mecbur kılmak açık bir trajikomedi örneğiydi.

11) Yunan Başbakanı ile "Dostluk Pozları" (1930 – Venizelos Ziyareti)

Kurtuluş Savaşı'nda ölümüne mücadele edilen Yunanistan'ın başbakanı Venizelos, 1930'da İstanbul'da çiçeklerle karşılandı, hatta İsmet İnönü eşi Mevhibe Hanım'ıVenizelos'un koluna taktı; savaş yaraları henüz kabuk bağlamamışken bu görüntü toplumda şok etkisiyaptı.

Düşmandan yeni kurtulmuş bir milletin önüne bu sahneleri koymak trajikomik bir çelişkiydi.

12) Köy Enstitüleri: Eğitim miüretimkampı mı (1940–1954)

Eğitim reformu diye açılan Köy Enstitüleri'nde öğrenciler tarlada çalıştırıldı, çocuk emeği "üretime katkı" diye meşrulaştırıldı; ideolojik eğitimin yanında ağır işçilik enstitülerin rutinine dönüştü.Ateist gençler yetiştirildi ve bu gençler Anadolu'nun çeşitli okullarında öğretmen olarak atanarak aynı zihniyette öğrenciler yetiştirmeye başladı.

Okul adı altında tarım işçisi yetiştirmek eğitim tarihinin trajikomik sayfalarındandı.

13) Yerli Uçak Girişimcilerineengel:Hürkuşve Demirağ'ınuçakları (1930'lar–1940'lar)

VecihiHürkuşve Nuri Demirağ'ın yerli uçakları devlet desteği yerine engellemelerle karşılandı; izin verilmedi, sipariş verilmedi, hatta bazı uçaklar çürümeye terk edildi, projeler sabote edildi.

Kendi mucitlerine engel olup yabancıya kapı açmak millet adına trajikomik bir duruştu.

14) Şakir Zümre'nin Savunma Sanayi Fabrikasınınsobaatölyesinedönüştürülmesi (1930'lar)

Balkan ülkelerine mühimmat satabilecek kapasiteye sahip Şakir Zümre'nin fabrikası, devlet yabancı firmalardan alım yapıncasiparişsizkaldı; sonunda modern savunma tesisleri soba ve sac üretir hâle getirildi.

Uçak bombası fabrikasını soba atölyesine dönüştürmek ülkenin sanayi trajikomedisiydi.

15) Hamam Vergisi: Temizliğinbilevergiyebağlanması (1930'lar)

Temizlik gibi temel bir ihtiyaca bile vergi getirildi; hamama giren her vatandaştan ek para alındı, yoksul halk vergiyi ödememek için hamama gitmekten bile kaçınır hâle geldi.

İnsanların temizlenmesini bile vergiye bağlamak bürokrasinin trajikomik çılgınlığıydı.

16) Köylüdenvergiiçinjandarmabaskınları (1930'lar–1940'lar)

Sabahın köründe köylere giren jandarma ekipleri mahsul ambarlarını boşaltıyor, borcunu ödeyemeyen köylüyü zincire vuruyor, elindeki son hayvanına el koyuyor; köylü devleti baba değil ceberut olarak görmeye başlıyordu.

Vergi adına köylünün malına çökmek devlet-halk ilişkisinin trajikomik bir çarpıtılmasıydı.

17) Yabancıokullarserbest, İmam-Hatiplerkapalı (1930–1950 Arası)

Devlet, Batı'ya ait okulları teşvik ederken dinî okulları kapattı; toplumun kendi kültürel eğitimini alması engellendi, yabancı kültüre kapılar açıldı, yerli değerler baskılandı.

Kendi okullarını kapatıp yabancı okulları korumak çelişkilerle dolu trajikomik bir politikadır.

18) Kadınlaraseçilmehakkıamagerçekseçimyok (1934–1950)

Kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiği ilan edildi ancakbir kadının seçilebilmesi için seçim olması gerekiyordu.Oysa gerçek çok partili seçim 1950'ye kadar yapılmadı; hak vitrine çıkarıldı fakat halkın iradesi işletilmedi.