Vay bize...

Dediğim dedik, çaldığım düdük denmesine izin verilmeyen, tek adamlıktan nefret edilen, liyakatin unutulmadığı bir ülke ve bu ülkenin de halk tarafından seçilen bilge insanlardan oluşan yönetimi varmış.Bu yönetim ülkenin geleceği ile ilgili önemli bir görevlendirme için, en iyiler arasından sınavla seçim yapmayı kararlaştırmış. Sınavın kapsamı gizli tutulurken, başvurup göreve talip olanlara falanca gün, falanca saat tarihi şehir kapısında olmaları söylenmiş.Sınav günü izlemeye gelen halk bir yanda, adaylar bir yanda, seçim yapacak komisyon bir yanda hazırmış. Komisyon sözcüsü merakla beklenen soruyu sormuş adaylara: Şu karşınızda gördüğünüz çok büyük ve tamamı döküm olan tarihi kapıyı tek başına kim açarsa görev ona verilecek!Ülkenin dört bir yanından gelmiş adayların çoğu, 'bu dev gibi kapının bir insanın gücüyle açılması mümkün değildir' der gibi başlarını sallamış iki yana. Yerlerinden bile kıpırdamamışlar.İçlerinden bazıları ise ağır adımlarla yaklaşıp altına, üstüne, yanına iyice bakmışlar koca kapının ve karar vermişler: Bu kapı tek başına hayatta açılmaz!Ama bir kişi, ne başını sallamış olmaz diye ne de inceleyip vazgeçmiş... O gitmiş, kapıya olanca gücü ile yüklenmiş. Evet kapı zart diye açılmamış ama ağır ağır aralanmış. Yüklendikçe daha çok ve sonunda da ardına kadar açılmış.Meğer bilge heyet bu sınav öncesi dev kapıya bir insan gücüyle açılabilmesi için özel bir düzenek yaptırmış. Amaç da zaten, 'özüne güvenen, denemeyi göze alabilen' adayı ortaya çıkarmakmış. O önemli görev, özüne güvenip denemeyi göze alana verilmiş...İster özüne güvenme de, ister öz güven de. Kazanmak için insanın öncelikle ne istediğini bilmesi gerekir! Neyi başarmak istediğini, hangi yolda ve kimlerle beraber yürümek istediğini bilmeyen kişi ise kaçarı yok savrulur!Özüne güvenmeyen tek başına olsa, savrulma sadece kendine zarar. Tek başına değil, başkaları da mesela milyonlarca insan ve onların yarınları da işin içindeyse fena!Örnek miCumhuriyet Halk Partisi...Partiyi idare edenler 21 yıldır şamar oğlanına döndürülen bu milletin özüne güvenip 'denemeyi' göze alsalardı, 'kimlerle beraber yol yürünmeyeceğine' dikkat etselerdi ve her kapıyı açabilecek bu öz güçle omuz verselerdi Mayıs seçimlerine, sonuç ne olurdu acabaHiçbir şey olmasa bile en azından faydalı iki şey olurdu...Bir, denenip görülürdü.İki, bu millet yol yürünmeyecekleri sırtında boşu boşuna taşımamış olurdu.Niye böyle dedim şimdiAslında bizim gibi gelenin geçenin tokatladığı yurttaşların değil, bu durumu yaratanların çıkıp bir şey demesi gerekir de, neredeee!Yıllarca Erdoğan'la yol yürüdükten sonra Kılıçdaroğlu ile yürümeye karar veren Ali Babacan, partisi CHP kadrosundan Meclis'e girdikten sonra yandaş medyanın 'itiraf' dediği şu lafları etti:"CHP'nin