Doğalgaz öyle mi

Karadeniz'de dünya dengelerini değiştirecek miktarda doğalgaz bulduk diyorlardı, Karadeniz'de bir trilyon dolarlık doğalgaz bulduk diyorlardı, New York'ta tıpış tıpış imzayı attılar, 20 yıl boyunca, tee 2045 yılına kadar, ABD'den sıvılaştırılmış doğalgaz alacağız.

Bu yetmezmiş gibi, Trump açıkça söyledi, "Tayyip Erdoğan'ın yapabileceği en iyi şey, Rusya'dan doğalgaz almayı bırakmak olur" dedi, "ben istersem bunu yapar" dedi.

Tüm bunlar ne anlama geliyor derseniz...

Sovyetler Birliği döneminde Karadeniz'e sadece iki ülke hakimdi, biz ve Sovyetler Birliği, başka ülke yoktu. Doğu Bloğu yıkılınca Karadeniz'deki bu harita değişti, Demir Perde'den ayrılan ülkeler bağımsızlıklarını ilan etti, Rusya 300 kilometrelik sahil bandına sıkıştı.

Bulgaristan NATO üyesi oldu, Romanya NATO üyesi oldu, sıra öbürlerine gelmişti, 2008 yılındaki NATO zirvesinde Ukrayna ve Gürcistan'a üyelik sözü verildi, işte bu son iki ülkeye verilen vaat, Moskova açısından bardağı taşıran damla oldu, Rusya 2008 yılında derhal tankıyla topuyla Gürcistan'a daldı, hemen peşinden Kırım'ı ilhak etti.

Rusya'nın bu askeri müdahalesine rağmen, NATO'nun Ukrayna ısrarı devam etti, üstüne, Avrupa Birliği devreye girdi, Ukrayna'ya yeni bir vaatte bulundular, "sizi Avrupa Birliği'ne alacağız" dediler. Ve... İstihbarat şaheseri senaryoyla, sonu faciayla biten bir komedi filmi çevirmeye başladılar, Ukrayna'nın başına komedyen Zelenski'yi getirdiler.

Nasıl getirdiler

Şu anda devamlı askeri kamuflajla dolaşan, çağdaş Che Guevara ayaklarına yatan Ukrayna cumhurbaşkanı Zelenski, aslında bir komedyendi... 2015 yılına kadar kılıktan kılığa girerek, bazen fes takarak, bazen dansöz kıyafeti giyerek, sahne şovları yapıyordu, hatta Antalya'daki otellerimizde bile animatör olarak Rus turistleri eğlendiriyordu.

2015 yılında televizyona transfer oldu.

İşte o gün, hem kendisinin hem ülkesinin kaderi değişti.

"Halkın Hizmetkarı" adındaki bir televizyon dizisinde başrol oynadı. Konusu neydi bu Halkın Hizmetkarı dizisinin... Siyasetle hiç alakası yokken, tesadüfen devlet başkanı seçilen namuslu bir öğretmeni anlatıyordu. Kokuşmuş politikacılara başkaldıran, yolsuzluklarla mücadele eden, rüşvetçileri teşhir eden, iktidar yandaşı yalaka medyayla alay eden, israftan kaçınan, makam aracı bile kullanmayan, bisikletle filan dolaşan, koruma görevlisi bile kullanmayan, halkın içinde, halktan biri, idealist bir devlet başkanıydı.

İzlenme rekorları kırdı. Böylesine büyük ilgi görmesi hiç şaşırtıcı değildi, çünkü, Ukrayna gerçekten kokuşmuş politikacılar tarafından adeta esir alınmıştı, gırtlağına kadar yolsuzluğa batmış bir ülke konumundaydı, Ukrayna halkı canından bezmiş vaziyetteydi. Halkın Hizmetkarı dizisi, Ukrayna halkının hislerine tercüman oluyordu.

Senaryo tam damardan yazılmıştı.

2018 yılında, şak, Halkın Hizmetkarı adıyla, dizinin adıyla, siyasi parti kuruldu. Üstelik, partinin resmi kuruluş dilekçesini, dizinin prodüksiyon şirketi verdi. Niye böyle bir şey yaptınız diye sordular... Komedyen Zelenski bizzat izah etti, "bizim televizyon dizimizin adını başkaları siyasi amaçlarla çalmasınlar diye yaptık" dedi, "bizim dizimizin adıyla parti kurup, seçmenleri kandırabilirler, dizimizin adını korumak için yaptık" dedi.

E bu izahat makul bulundu, kimse yadırgamadı.

2019 yılbaşı gecesi, saatler tam 00.00'ı gösterdiğinde, Ukrayna'da yıllardır süregelen, gelenekselleşmiş bir yayın vardı, Ukrayna'daki bütün televizyon kanalları Ukrayna devlet başkanı Poroşenko'nun yeni yıl mesajını yayınlayacaktı. Bütün televizyon kanalları yayınladı, biri hariç... Halkın Hizmetkarı dizisini yayınlayan 1+1 Televizyonu, saatler tam 00.00'ı gösterdiğinde, komedyen Zelenski'nin konuşmasını yayınladı. Devlet başkanı rolündeki komedyen, gerçekten devlet başkanlığına aday olduğunu açıkladı!

1+1 Televizyon kanalının sahibi Ukrayna'nın en karanlık oligarklarından biriydi, Igor Kolomosky, banka, petrol, havayolu, medya ve maden şirketlerinin sahibiydi, dolar milyarderiydi, maden şirketleri Amerikan ortaklıydı, Ukrayna'nın yanı sıra İsrail ve Kıbrıs Rum Kesimi vatandaşıydı, Ukrayna'da güya çifte vatandaşlık yasaktı ama bu oligark için üçlü vatandaşlık bile serbestti, imparatorluğunu İsviçre'den yönetiyordu, İsrail'de ve ABD'de yaşıyordu, aynı zamanda Ukrayna Yahudi Cemaati Başkanı'ydı, Ukrayna'da "turuncu devrim"i gerçekleştiren Sorosçu kadroların hamisiydi, Yuşçenko, Timoşenko gibi Turuncu Devrim siyasetçilerinin finansörüydü, kuklaların ipini elinde tutan kuklacıydı. Ve, işte şimdi de komedyenin kuklacısıydı, finansörüydü.

Şöhretini televizyon ekranlarından sağlayan, televizyon ekranları sayesinde devlet başkanlığına aday olan komedyen, enteresan şekilde, seçim kampanyası boyunca televizyonlardan uzak durdu, habire televizyon reklamı veriliyordu, habire sosyal medya reklamı veriliyordu, habire caddelere bilboardları asılıyordu ama, seçim kampanyası boyunca röportaj bile vermedi, basın toplantısı bile düzenlemedi, ulusal veya uluslararası gazetecilerin kendisine soru sormasına izin verilmedi, perde arkasını eşeleyen gazetecilerle diyaloga girmesi engellendi, hep tek taraflı olarak kendisi konuştu, bu "monolog iletişim stratejisi"yle Ukrayna halkının algısında hep o dizideki başkan olarak kaldı, makyajı hiç bozulmadı.

Ve... Hayaldi gerçek oldu!

Televizyon dizisindeki rol icabı devlet başkanı, Ukrayna halkı tarafından yüzde 74'le gerçekten devlet başkanı seçildi.

Ha diyebilirsiniz ki, bir komedyenin, bir sanatçının siyasete girmesinde, devlet başkanı seçilmesinde ne sakınca var Elbette hiçbir sakıncası yok. Eğer o sanatçı siyaset sahnesinde varsa, siyasete emek verdiyse, elbette hiç sakıncası yok. Ama... Bu komedyenin, sadece üç ay öncesine kadar, komedi dizisindeki rolünden başka en ufak bir siyasi tecrübesi bile yoktu, siyasi demeci bile yoktu, siyasetle teması bile yoktu, üç ay öncesine kadar herhangi bir siyasi partinin önünden bile geçmemişti, parlamentonun kapısının önünden bile geçmemişti, sadece üç ayda, adeta paraşütle indirildi, devlet başkanlığı koltuğuna oturtuldu.

ABD'nin senaryosu olağanüstü başarılı olmuştu.

Sizi NATO'ya alacağız diye kandırdılar, sizi Avrupa Birliği'ne alacağız vaadiyle kandırdılar, bu komedyenin peşine taktılar, Ukrayna halkını Rusya'yla savaşa soktular.

Peki, Ukrayna'yı niye Rusya'yla savaşa soktular

Doğalgaz!

Rusya'nın ana doğalgaz boru hattı var, Trans Sibirya Boru Hattı, tee 1981 yılında, neredeyse yarım asır önce Sovyetler Birliği döneminde açıldı, 4.500 kilometre uzunluğunda, Sibirya'dan başlıyor, Rusya'yı boydan boya geçiyor, Ural Dağları'nı, Volga, Don, Dinyeper nehirlerini geçiyor, Ukrayna'ya giriyor, oradan Avrupa ülkelerine ulaşıyor, tarihteki ilk kıtalararası boru hattıydı, dünyanın en büyük doğalgaz şirketi Gazprom tarafından işletiliyordu, en büyük müşterisi Almanya olduğu için, Avrupa'da doğalgaza en çok Almanya'nın ihtiyacı olduğu için, Deutsche Bank'ın verdiği krediyle inşa edilmişti, Almanya başta olmak üzere 18 Avrupa ülkesi bu hattan gelen doğalgazı kullanıyordu.

Washington işte bu boru hattını engellemek için Soğuk Savaş yıllarından beri uğraşıyordu, CIA'yle KGB'nin en hassas mücadele konularından biriydi, turuncu devrim'den itibaren de bu doğalgaz akışını kesmek için Ukrayna'yı fıştıklıyorlardı.

Sırtını ABD'ye ve Avrupa'ya yasladığını düşünen Ukrayna, turuncu devrim'den itibaren Rusya'ya posta koymaya başladı, "benim topraklarımdan doğalgaz geçirmek için bana daha fazla geçiş ücreti ödeyeceksin" diyordu, "benim kullandığım doğalgazın parasını almayacaksın, bedava kullanacağım" diyordu, Rusya'ya iki milyar dolardan fazla borcu birikmişti, "sana olan borçlarımı sileceksin" diyordu, "aksi halde vana benim elimde, ben bu gazı burada keserim, geçirmem" diyordu, "nasıl olsa bana mecburlar" diye düşünüyordu, bir yandan da Avrupa'ya sopa gösteriyordu, "beni korumazsanız sizin de gazınız kesilmiş olur" diyordu, Kiev kendini dev aynasında görüyordu, aklınca dehşet dengesi kuruyordu, hem Rusya'yı hem Avrupa'yı tehdit ettiğini zannediyordu, ABD tarafından maşa olarak kullanıldığını idrak edemiyordu.

Moskova, Ukrayna yüzünden bu tür krizler yaşayacağını önceden tahmin ettiği için, turuncu devrim gerçekleşir gerçekleşmez, 2005 yılında, Kuzey Akım boru hattının temelini attı, hızlıca inşa etti, 2011 yılında da açtı.

Nedir bu Kuzey Akım boru hattı

Rusya'dan başlıyor, başka hiçbir ülkenin toprağına girmeden, Baltık Denizi üzerinden, deniz tabanına döşenen boru hattıyla Almanya'ya bağlanıyordu, 1230 kilometre uzunluğundaydı, Almanya üzerinden de Avrupa ülkelerine ulaşıyordu. Yani, devre kesici Ukrayna'yı devre dışına çıkarıyordu. Alman, Fransız ve Hollanda şirketleriyle ortak işletiliyordu ama, boru hattının ana hissedarı elbette yine Gazprom'du.

Bu boru hattına, Kuzey Akım 1 adı verildi.

Hemen peşinden, Kuzey Akım 2'nin inşaatına başladılar.

Kuzey Akım 1'in bitişiğine, aynı güzergaha yapıldı, yine Rusya'dan başlıyor, yine başka hiçbir ülkenin toprağına girmeden, yine Baltık Denizi'nin tabanından Almanya'ya bağlanıyordu, yine 1230 kilometre uzunluğundaydı, ilk hatla yılda 30 milyar metreküp doğalgaz taşınırken, ikinci hatla birlikte yılda 60 milyar metreküp doğalgaz taşınacaktı.

Kuzey Akım hatlarının hayata geçirilmesi için, iki ülkenin, Finlandiya ve İsveç'in izin vermesi gerekiyordu. Kilit ülkelerdi. ünkü, Kuzey Akım boru hatları, Finlandiya ve İsveç'in kıyılarından, münhasır ekonomik bölgelerinden geçiyordu, onay vermezlerse, geçemiyordu. Almanya başbakanı o zamanlar Merkel'di, Almanya'nın ihtiyaçları doğrultusunda, Merkel'in çabalarıyla, Finlandiya ve İsveç izin verdi.

Merkel müthiş bir kadındı, ne Obama ikna edebilmişti, ne Trump'a kulak asmıştı, ne de Biden vazgeçirebilmişti, Kuzey Akım boru hatları Alman endüstrisi için ve Alman halkının ısınma ihtiyacı için hayati önemdeydi, Merkel hem NATO'nun ve Avrupa Birliği'nin yanında duruyordu, hem de kendi halkının çıkarlarını gözetiyordu, denge siyasetini müthiş başarıyla sergileyen bir başbakandı.

Eminim hatırlarsınız... 2013 yılında Prizma belgeleri deşifre olmuştu. Prizma denilen, Amerikan istihbaratının kullandığı çok gizli bilgisayar programının kod adıydı, dünyadaki tüm telefon görüşmelerini dinleyebiliyorlardı, tüm internet kullanıcılarını takip edebiliyorlardı, tüm e-postaları görebiliyorlardı, tüm kişisel hesaplara bağlanabiliyorlardı. Dünya çapında gürültü koparan bu skandal açığa çıktığında, Amerikan istihbaratının Merkel'in telefonlarını da gizli gizli dinlediği anlaşılmıştı, Berlin'deki ABD Büyükelçiliği'nde konuşlanan özel bir birim tarafından kesintisiz takip ediliyordu. Merkel'in telefonlarını takip etmelerinin sebebi, işte bu Kuzey Akım boru hattıydı, Merkel'in Putin'le temasını takip ediyorlardı, o yüzden dinliyorlardı.

Kuzey Akım 2 devreye girdiğinde, Rusya'nın Avrupa'ya doğalgaz iletmek için, artık Ukrayna'ya kesinlikle ihtiyacı kalmayacaktı. Ukrayna, Rusya'nın Avrupa'ya doğalgaz ihracatı için tehdit olmaktan çıkacaktı.

Kuzey Akım 2 hattının son parçası, tarihlere lütfen dikkat edin, Ekim 2021'de monte edildi, boru hattına gaz verildi, dolduruldu, tam Almanya tarafındaki vana açılacaktı,