Yoksa dünyada ezilenlerin tek 'dostu' 91 yaşındaki Soros mu

Kazakistan'da "petrol ve gaz ülkesinde gaza sürekli zam" yapılmasıyla isyan noktasına gelen halk sokaklara çıktı.Ülkeyi ailesiyle birlikte 1990'dan bu yana 32 yıldır yöneten Nazarbayev, "Shal Ket (İhtiyar Defol!) diye bağıran protestocuların hedefindeki isimdi.Protestolar büyüyünce, ülkenin başkentine adı verilen kurucu lider Nursultan Nazarbayev'in 2019'da Cumhurbaşkanlığı'ndan istifa ettikten sonra "Elbaşı" sıfatıyla başında bulunduğu Milli Güvenlik Konseyi başkanlığından istifa ettiği duyuruldu.Aynı anda Kazakistan Cumhurbaşkanı Cömert Tokayev, isyanı bastırmak için Rusya'nın başını çektiği ve beş eski Sovyet ülkesinin de ((Kazakistan, Ermenistan, Belarus, Kırgızıstan, Tacikistan) sırf tek başına Rusya yapıyormuş gibi görünmesin diye içinde yer aldığı Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü'nden (KGAÖ) protestolara karşı askeri destek istedi.Ordu sokağa çıktı ve ölenlerin sayısı 30'u geçmişti.Böylece Rusya, uluslararası barış gücü kılığında eski Sovyet ülkesi Kazakistan'ın doğrudan içişlerine müdahale etmiş oldu.Suriye'den sonra müttefik eski Sovyet ülkelerinde de rejim değişikliğine izin vermeyeceğini gösterdi.Batı'nın içişlerine müdahaleciliğine karşı çıkarken, içişlerine müdahaleciliğin en somut örneğini ortaya koymuş oldu.İşin ironik tarafı Kazakistan'a protestoları bastırmak için Rusya'nın isteğiyle asker gönderen ülkeler arasında 2018 yılında Başbakan Sarkisyan'ı liderlik ettiği sokak gösterileriyle devirip başbakan olan Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ve 2020 yılında parlamento seçimlerine hile karıştırıldığı iddiasıyla sokaklara dökülen protestocular tarafından hapishaneden çıkarılarak cumhurbaşkanı yapılan Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Caparov da var.Kazakistan rejimine açık bir destek de Çin yönetiminden geldi. Çin Devlet Başkanı Şi, "Kazakistan'da kargaşa yaratma kastıyla 'renkli devrim' kışkırtan dış güçlerin Çin-Kazakistan dostluğunu baltalamaya ve iki ülke arasındaki iş birliğini bozmaya yönelik her türlü girişimine kararlılıkla karşıyız" dedi.Şangay İşbirliği Örgütü de protestolara karşı Kazakistan yönetiminin yanında olduklarını duyurdu.Peki, Çin'in "protestoları kışkırtan dış güçler" diye işaret ettiği Batı dünyası ne yaptı Kazakistan'daki olaylar karşısındaKazakistan iktidarıyla gayet iyi siyasi ve ekonomik ilişkileri olan Batı başkentlerinden sessizlik ve istikrar vurgusu dışında neredeyse ses çıkmadı.Batı medyası günler sonra uyanıp protestoları haber yaptı, hiç de "demokratik" heyecanlar içinde değillerdi.ABD Dışişleri Bakanı Blinken, "Bana göre Kazak makamları ve hükümeti protestolarla uygun bir şekilde başa çıkma, bunu yasa ve düzeni korurken protestocuların haklarına saygı duyacak şekilde yapma kapasitesine sahipler, bu yüzden neden herhangi bir dış yardıma ihtiyaç duydukları açık değil. Rusya girdiği bir yerden zor çıkar" diyerek protestolara karşı Kazak hükümetine destek verip sadece Rusya'nın müdahalesi konusunda uyardı.AB'nin Dışişleri Temsilcisi Borrell de "Gerginliğin düşürülmesini ve istikrarı desteklemek için AB'nin hazır olduğunu" söylemekle yetindi.Nasıl olsa yerleşik bir demokrasisi olmayan ülkelerin halklarının bir gün tepeleri atıp sokaklarda protesto gösteri yapabileceklerine pek kimse inanmıyor. Onlara bu aktörlük vasfı çok görülüyor. Ancak birilerinin kuklası olabilecekleri varsayılıyor.2000 yılında seçim yenilgisini kabul etmeyen Bosna katili Miloseviç'i deviren Buldozer Devrimi'ni yapan Sırplara, 2003 yılında Gürcistan'da yine seçimlere hile karıştırıldığı iddiasıyla başlayan gösteriler sonucunda Şevardnadze'nin devrildiği Güller Devrimi'ni yapan Gürcülere, 2005 yılında Ukrayna'da aylarca süren gösterilerle Rusya destekli iktidarı deviren Turuncu Devrimi yapan Ukraynalılara yapıldığı gibi.Bu yafta o kadar işe yaradı ki sokaklardaki göstericilerle başı sıkışanın aklına bu her kapıyı açan maymuncuk geldi.Arap Baharı başladığında, diktatörler çıkıp gösterilerin arkasında dış güçlerin, Soros'un olduğunu söyledi.Aynı Soros 2015'de bu kez Avrupa kapılarını zorlayan mültecileri finanse etmekle suçlandı. Macaristan Başbakan'ı Victor Orban'ın tabiriyle "Soros mafya çetesi" Avrupa'ya Müslüman mültecileri gönderip, Avrupa'nın Hristiyan kimliğini bozmaya çalışmıştı.Sadece Yahudi komploları İsrail'de de hakkındaki yolsuzluk iddialarına karşı sokaklara dökülen İsraillilerin arkasında Netanyahu Soros'u buldu.2016'da Trump'ın seçilmesi sonrası başlayan kadın gösterileri de Trump ve medyasına göre Soros destekliydi.Tabii 2017 yılında Osman Kavala'nın tutuklanmasından bu yana Soros, Türkiye'de doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından Gezi olaylarının arkasında olmakla suçlanıyor.Gezi olaylarına destek vermiş muhaliflerin önemli bir kısmı da Soros'un Gezi dışında dünyadaki diğer büyük protestoların arkasında olduğuna inanıyor.Halbuki Soros, doğrudan Soros Vakfı adıyla 1995'den beri Kazakistan'da faaliyette. Rusya ve müttefiki ülkelerde bu vakfın faaliyetleri yıllar önce yasaklanmış olsa da Kazakistan'da Nazarbayev rejimi bunu yapmadı. Çünkü vakfın faaliyetlerine baktığınızda Kazakistan yönetimiyle gayet iyi ilişkileri olduğu, Kazakistan rejimini reformcu bir rejim olarak destekledikleri görülüyor.https:www.soros.kzenhttps:twitter.comAlexanderSorosstatus1444680398538252290s202014 yılında Kazakistan'ı ziyaret eden Soros, büyük hürmetle karşılanmış ve ağırlanmıştı.https:twitter.comnuedukzstatus534929331290505217Peki Türkiye ne yaptıHem Türk hem Müslüman bir ülkede, Nazarbayev gibi yakın dosta karşı başlayan gösteriler karşısında önce bir sessizlik yaşandı, sonra Rusya müdahale ederken tek bir söz söylemeyen Türk İşbirliği Teşkilatı eleştiriler üzerine bir sağduyu çağrısı yaptı ve son olarak Rusya'nın duruma vaziyet alıp, gösterilerin bastırılma ihtimaliyle de "karanlık bir el devrede" pozisyonuna geçildi.Henüz resmi yetkililerin ağzından bunu duymadık ama iktidar medyasının manşetleri ilk işareti verdi.Dün; Sabah, "Kazakistan'da büyük oyun" Türkiye, "Bahar değil, kirli hesap", Akşam, "Almatı'da 15 Temmuz denemesi", Akit, "Önce kaos sonra istila", Diriliş Postası, "Kazakistan'da İthal kaos" manşetleriyle çıktı. Yeni Birlik ise Rusya Duma üyesine dayandırarak eylemlerin FETÖ ve IŞİD tarafından planlandığını öne sürdü.Televizyonlarda da Soros, renkli devrimler, dış güçler, emperyalistlerin oyunu hikayeleri dolaşıyor.Halbuki, aynı gazeteler ve televizyonlar Arap Baharı'nı heyecanla karşılamıştı.2011 yılında Tunus, Libya ve Mısır'ı kapsayan Arap Baharı Özgürlük Turu'na çıkan Erdoğan devrim ateşini yakan Tunus'ta şöyle demişti:"Meşru talepleri gayrı meşru yöntemlerle, güç kullanarak bastırmaya çalışanlar, adaleti erteleyenler bugün değilse yarın büyük bir yanılgı içinde olduklarını anlayacaklardır. Mütevazı hayatında seyyar tezgahını korumak ve evine ekmek parası götürmekten başka bir gayesi olmayan Muhammed Buazizi, insan onurunun değerini dünyaya bir kere daha hatırlatmıştır. İnsan onurunun her türlü siyasi rejim ya da güvenlik tartışmasının üstünden bir etki yapacağını göstermiştir. Bu onurlu duruş, Arap halklarının kendisinden başka hiçbir yerde aramasına gerek olmayan medeni değerlerin bir yansımasıdır."Aynı tur kapsamında gittiği Kahire'de Kahire Üniversitesi'nde konuşurken ise devrimci gençleri kutlamıştı:"Arap uyanışı ruh köküne dönüştür. Tarihin kendi mecrasına yönelmesidir. Sizler özünüzden aldığınız güç ve ilhamla devrimi gerçekleştirdiyseniz, geleceği de barış üzerine şekillendireceksiniz." Siz gençler, sizin nezdinizde bütün Mısır'ı kutluyorum. Mısır devriminde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. Sevgili gençler sizler Mısır'da gerçekleştirdiğiniz devrimle zulmün ilelebet payidar olmadığını dünyaya gösterdiniz. Sizler azminiz ve direnciniz karşısında