Woke kültürden özgürlük çıkar mı
L'Age d'or (Altın Çağ) ilk sesli Fransız filmi. Luis Bunuel ve Salvador Dali'nin ortak yapımı olan film 1930 yılının sonlarında Paris'i karıştırmıştı.
Hazreti İsa'nın orjiden çıkan biri gibi gösterildiği ve Katolik Kilisesi'ne ağır hakaretler içeren filmin gösterildiği sinemayı aşırı sağcı Ligue des Patriotes'ın üyeleri ve Katolikler basmış, perdeye bomba atılmış, koltuklar parçalanmış, lobide sergilenen Dali'nin, Joan Miro'nun eserleri tahrip edilmişti. Filmin bir sonraki gösterimi ancak 1979'da San Francisco'da yapılabildi.
Filmi karısına doğum günü hediyesi olarak finanse eden milyoner aristokrat Charles de Noailles Papalıkça aforozla tehdit edildi.
Taa 16. Yüzyıla kadar uzanan bu Fransa'daki bu radikal anti-ruhban sınıfı kültürünün en ünlü isimleri Voltaire ve Marquis de Sade'ydi.
Charlie Hebdo da bu geleneğin bir devamıydı.
Paris'teki olimpiyat açılışındaki drag queen'li Son Akşam Yemeği koreofrafisi o yüzden aslında çok Fransız.
Ama bu kez Fransızlar bunu kendi aralarında yapmadılar, 204 ülkeden milyarlarca insanı birleştiren dünyanın en büyük insanlık buluşması olan olimpiyatların açılışında yaptılar.
Açılış töreninde çalışan Fransız devrimi'nin meşhur şarkısında "Ah, iyi olacak iyi" deniyordu pek de iyi olmamıştı.
Sadece binlerce rahibi, arsitokratı değil, devrimciler birbirilerini de giyotinlerde tüketmişlerdi.
Fransız Devrimi'nin kurban ettiği evlatlarından Madam Roland giyotine giderken şöyle bağırıyordu: Ey özgürlük senin adına ne cinayetler işleniyor.
15 yıl dayandı zaten devrimcilik ve Napolyon imparator olarak geri geldi.
Fransa'daki devrimci radikalizmi büyük bir dehşet içerisinde izleyip yazan Edmund Burke, bu devrimciliğin sonunun diktatörlük olacağını önceden tahmin etmişti:
"Orduya hâkim olan popüler bir general sizin Fransızların... meclisinizin, bütün cumhuriyetinizin efendisi olacak. Çünkü, "evrensel sonuçlar çıkartılan metafizik önermeler oluşturanlar, sonuçta bunların mantıksal semeresini despotizmle sınırlamak" zorunda kalacaklardır."