Seçmen artık sadık değil, macera peşinde
Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan 18 yıl sonra CHP Genel Merkezi'ni ziyaret etti.
Ama 18 yıl sonra Erdoğan'ın geldiği CHP'de değişmeyen tek şey partinin kedisi Şero'ydu.
AK Parti'nin ilk 10 yılında Manisa'da eczacılık yapan Özgür Özel partinin başında. AK Partili yılların ünlü diplomatlarından Namık Tan Özel'in yanında.
2006'da sırf başörtülü first ladyye karşı askerle, yargıyla işbirliği yapan, milyonları sokaklara döken, muhtırayı, AK Parti'nin kapatılma davasını destekleyen CHP'nin artık genel başkan yardımcılarından biri başörtülü.
10 yıl önce çözüm sürecine yak sürüyen CHP'nin genel başkanı artık Tahir Elçi, Şenyşar davalarını, Hakkari Belediyesi'ne kayyumu çözüm sürecini başlatan Cumhurbaşkanı'na şikayet eden bir siyasi çizgide.
Ve en önemli fark, 22 yıl sonra artık birinci parti CHP, ikinci parti AK Parti.
Muhalif seçmenleri etrafında toplamayı başaran CHP, 1970'lerden bu yana ilk kez yüzde 35'in üzerine çıkmış görünüyor.
Bütün emareler ve dünkü ziyaretin fotoğrafları Türkiye'nin 2028'e iki partinin domine ettiği bir siyasetle gittiğini söylüyor.
Peki, başka bir ihtimal var mı
Biraz başımızı kaldırıp Avrupa'ya bakalım.
6-9 Haziran arasında AP seçimleri için 350 milyon Avrupalı'nın ortalama yüzde 51'i sandığa gitti ve oy verdi.
Aşırı sağ diye diye küçümsenen, marjinalleştirilen popülist partiler Fransa'da birinci, Almanya'da ikinci çıktı.
Ama en az onun kadar ilginç bir durum daha var.
Bir zamanlar sosyal demokratsosyalist parti ile merkez sağHristiyan demokrat partiler arasında iktidarların gidip geldiği Avrupa'da iki ana akım siyaset bu seçimlerde başat rollerini biraz daha kaybetti.
AP'deki sandalye sayısında merkez sağ partilerin ittifakı birinci sırada, iki ayrı gruba ve bağımsızlara bölünmüş aşırı sağpopülist partilerim toplamı ise hemen arkasından sosyalistsosyal demokrat partilerin önünde ikinci sırada artık.
Almanya'da AP seçimlerini Hristiyan Birlik partileri kazandı. İkinci sıradaki aşırı sağ AfD, bütün dışlanmalara, kapatma tehditlerine, milyonluk mitinglere rağmen iktidardaki Sosyal Demokratları ve iktidar ortağı Yeşiller'i geride bıraktı.
Seçmenin maceraya ne kadar açık olduğunu gösteren ise Sahra Wagenknecht İttifakı'nın aldığı oy oranıydı.
Sahra Wagenknecht İttifakı'nın adı ittifakın kurucusu İranlı bir babanın ve Alman bir annenin kızı olarak Doğu Almanya'da doğan, meşhur Alman sosyal demokrat eski Maliye Bakanı Oscar Lafontaine'nin eşi 55 yaşındaki Sahra Wagenknecht'den geliyor.
Eşinin kurucusu olduğu sosyalist Die Linke'den Ocak 2024 ayrılıp kendi adıyla Sahra Wagenknecht İttifakı'nın kurmasından beş ay sonra girdiği ilk seçimde yüzde 6,2 aldı.
Çizgisini mevcut siyasi pozisyonlarla tarif etmek imkansız.
Bundestag'daki 10 milletvekili arasında Türkler, Araplar ve Boşnaklar da var ama parti yeni göçmenlere karşı. İsrail'e ve Ukrayna'ya destek konusunda birleşen Alman siyasetinden de farklı bir çizgide duruyor. Çar'ın Uşağı diye suçlanacak kadar Putin'e yakın.
Ama beş aylık parti 76 yıllık Alman liberallerinin Hür Demokrat Partisi'nden ve arkasında 68 kuşağı olan 44 yıllık iktidar ortağı Yeşiller'den daha fazla oy aldı.
Fransa'da da durum benzer.
Bir zamanlar sosyalist Mitterand ve merkez sağcı Chirac arasında iktidarın gidip geldiği Fransa'da da iki merkez parti artık siyasetin merkezinde değil.
Uzun yıllar Chirac'ı sonra Sarkozy'yi iktidar yapan yeni adıyla Cumhuriyetçiler AP seçimlerinde yüzde 7 aldı.
Mitterand'ın sosyalist partisi ise kurduğu koalisyonla ancak yüzde 13 oldu.
Le Pen'in partisi 28 yaşındaki lideriyle yüzde 32, Macron'un neredeyse şahıs partisi 32 yaşındaki lideriyle yüzde 15, Melenchon'un yine bir şahıs partisi olan Boyun Eğmeyen Fransa'sı yüzde 10 aldı.
Merkez sağ Cumhuriyetçilerin lideri çareyi direksiyonu Le Pen'e doğru kırmakta buldu. Hepsi minik minik kalmış sosyalist partiler ise seçmenlerin baskısıyla erken meclis seçiminde ittifak kararı aldı.
İtalya'da durum merkez partiler için daha da vahim.
Bir zamanlar ülkeyi yönetmiş sosyalistler ve sağcılar bin parçaya bölünmüş durumda. Mussolini'nin gençlik hareketinden yetişmiş Meloni en ılımlı sağ lider artık.
Göçmen teknelerini batırmayı savunan Salvini'nin kendi adını taşıyan partisi, bir komedyenin kurduğu Beş Yıldız Hareketi, Berlusconi'nin partisi sağ siyaseti domine ediyor. Klasik sol parti SD yüzde 25lere demirlemiş durumda.
Kıbrıs'ta AKEL gibi ülkenin kurucu güçlerinden bir parti, bir Tiktok fenomeninden sadece 2 puan daha fazla oy alabildi.
Finlandiya'da sol parti, Avusturya'da bir zamanlar iktidara gelmesi engellenen Nazi kökenli parti büyük başarılar yakaladı.