PKK silah bırakırken nasıl bölücü oldu
Ekrem İmamoğlu'nun X'teki hesapları kapatıldıktan sonra açtığı Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi hesabından bugüne kadar yaptığı 6 paylaşımdan en az beğeni alanı sonuncusu oldu. Şöyle başlayan açıklama:
"Terör örgütü PKK'nın kendisini feshedip, silah bırakma kararı almış olduğunu öğrendim. Geride kalan kırk sene boyunca gençlerimizin, Türk ve Kürt on binlerce vatandaşımızın hayatına mal olan, kaynaklarımızı kurutan bir dönemin nihayet kapanıyor olmasına ülkem adına çok sevindim."
Sürece destek veren, eleştirilerini de sıralayan açıklama 19 Mart'tan bu yana kendi seçmenleri tarafından yarı aziz muamelesi gören İmamoğlu'na eleştirilerin en fazla çıktığı açıklama oldu.
PKK'nın fesih kararına sevinmesinden rahatsız olanların bir kısmı topyekûn sürece karşı olduğu için bir kısmı iktidarın yaptığı ve ona yarayacak bir şeye destek vermesinden dolayı rahatsız.
Ama esas büyük kitle Lozan'dan hiç bahsetmediği için hapisteki Cumhurbaşkanı adayına kızgın. Evet, çok tuhaf ama; 1978 yılında bağımsız birleşik Kürdistan kurmak için silahlı mücadele başlayan PKK, 2025 yılında silahı bırakıp, kendini fesh ederken Lozan'ı eleştirdiği için bölücü ilan edildi.
Yani daha bir ay öncesine kadar Türkiye Cumhuriyeti ile savaş halinde olan bir örgüte, silah bırakırken "sen nasıl Lozan'ı eleştirirsin" diye kızılıyor.
Belki de bu bir normalleşmedir.
Artık PKK silahla çatışmalara girilen değil, kalemle tartışılan bir örgüte dönmüştür.
Ama hayır, çok ciddiler. Bunun Lozan'a meydan okumak, Sevr'i hortlatmak olduğunu iddia ediyorlar.
Hatta biri Karlofça Anlaşması'na bile benzetti. Tabii Karlofça Anlaşması'yla ilgili ÖSS'deki soruyu kesin yanlış yaptığını herkese göstererek.
Cumhuriyet Gazetesi "PKK silah bıraktı" manşetini "Lozan ve 1924 Anayasası'na savaş açtılar" gibi oksimoron bir spotla verdi.
Yürürlükte olmayan 1924 Anayasası'na savaş açmak nasıl oluyor bilmiyoruz. Mesela o Anayasa'da devletin dini İslam'dır yazıyordu. Bugün laikliği savunan da 1924 Anayasası'na savaş açmış mı oluyor
Lozan'a savaş açmak için ise PKK olmak yetmiyor. Bir kere PKK anlaşmanın tarafı bile değil (Gülücükler), anlaşmanın tarafı olan ülkeleri de ikna edip bu savaşı birlikte açmaları lazım.
PKK'nın 50 yıl boyunca silahla yıkamadığı Lozan'ı, silah bıraktıktan sonra yıkacağını düşünmek en şahin PKK'lının bile hayallerini süslemiyordur.
Ama kendi ülkendeki iktidarın BOP projesini tıkır tıkır işlettiğini, ülkesini ABD ile birlikte bölme planları yaptığına inanmışsan nelere inanmazsın ki
Mesela devletin PKK'nın tasfiye edilip, KCK adıyla örgütün devam etmesine göz yumduğuna bile inanabilirsin.
Peki ne deniyor PKK kongre sonuç bildirgesinde. Lozan iki yerde geçiyor.
İlki PKK'nın nereden çıktığının anlatıldığı tarihsel akışın başında:
"Partimiz PKK; kaynağını Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasasından alan Kürt inkâr ve imha siyasetine karşı, halkımızın özgürlük hareketi olarak tarih sahnesine çıktı. Doğuşunda reel sosyalizmin etkilerini yaşadı ve ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesini benimseyerek, silahlı mücadele stratejisi temelinde meşru, haklı bir mücadele yürüttü."
Türkiye'de Kürt meselesiyle ilgili herhangi bir metni açtığınızda Cumhuriyet dönemi için milat olarak karşınıza Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve 1925 Şeyh Said İsyanı çıkar.
PKK silaha veda etti, Kürt sorunundan vazgeçmedi. Tıpkı DEM hatta HÜDA Par gibi.