PKK'nın kendini feshetmesi ve silahlı mücadeleden vazgeçmesi karşısında çeşitli refleksler var. Bundan memnun olanlar, memnun olanlar ama soruları olanlar, sadece soruları olanlar, memnun olmayanlar, PKK'nın kendini feshi sonrası yeniden Kürt sorununun konuşulmasından rahatsız olanlar, bu iktidara yarar o yüzden inşallah bir yer patlar diyenler, hiç beğenmedikleri Devlet Bahçeli'nin gerisine düşenler ve tabii bir de bütün fikri sermayesini, itibarını bu çatışma, ikiliğe borçlu olup oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi bağıranlar

Sonuncusuna en çok sesi çıkan örneği ilginçtir bir emekli amiral; Cihat Yaycı. Aslında emekli de değil, müstafi.

Çünkü 2020'de muvazzaf bir amiralken Mavi Vatan teorisinin ve FETÖ Metre'nin banisi olarak yüksek bir şöhrete sahipken bilinmeyen bir sebeple Genelkurmay emrine verildi ve o da tepki göstererek istifa etti.
İlginç çünkü TSK'nın bütün birimlerindeki subayların PKK meselesinde söyleyecekleri olabilir ama coğrafi nedenlerle denizcilerin ekstra bir uzmanlığı olmasa gerek.

Ama Yaycı'nın deniz hukuku dışında da bu son beş yılda üzerine konuşmadığı herhangi bir konu kalmadı.

Patrikhane, Suriyeliler, bütün dış politika konuları ve nihayet PKK, terör

Aslında klişe ve kulaklara aşina şeyler söylüyor. BOP projesi yürürlükte diyor, İsrail arzı mevcud planı devrede diyor, Kürdistan kurulacak diyor üniversite üniversite, şehir şehir dolaşıyor.

Çözüm sürecine karşı ise çok sert. Türk milletine sesleniyor, devleti PKK'dan medet ummakla suçluyor, ulus devletin bittiğini ilan ediyor, Lozan tehlikede diyor.

Mesela en son PKK'nın fesih kararını açıkladığı kongresi için şöyle demiş:

"Bu süreci övenlerin; Sözde Kongre bildirisinde - güvenlik güçlerimizin etkisiz hale getirdiği teröristlere "şehit", - teröre "tarihi mücadele", - ülkemizin bir bölümüne "Kürdistan , - sadece PKK adı altındaki faaliyetlere son verilip, YPG, PYD, PJAK, PÇDK, HPG vs'nin devamına, - Lozan'a meydan okunmasına, - Türkiye Cumhuriyeti'ne "soykırımcı" denmesine, - Terörist başının "barış lideri" "Önder" olmasına açıklamalarını da merak ediyoruz."

Bir paragraf içerisinde onlarca bilgi hatası, daha kötüsü düşünce hatası.

Kongre'ye sözce diyerek başlıyor. Kongre neden sözde olsun, herkesin kendince bir kongresi olabilir. PKK, kendi ölülerine neden şehit diyor, teröre neden tarihi mücadele diyor şaşkınlıklarını anlamak zaten zor. PKK'nın KCK olarak yola devam edeceği artık herkesin birbirinden çaldığı bir Wikipedia harikası analiz faciası. Ama bir amiral mesela HPG'nin PKK'nın silahlı kanadı olduğunu, onun başında Karayılan olduğunu, onun da bu fesih kongresinde olduğunu en azından göz aşinalığıyla bilmeli. Yine PYD, PÇDK'nin siyasi partiler olduğunu da. PJAK'ın 2012'de İran'a karşı savaşını bitirmiş, artık nerendeyse var olmayan bir örgüt olduğunu da.

Ama müstafi amiral Yaycı bu alanda da çok iddialı.

Bu iddiasını da amiral rütbesinden değil, doktor titrinden alıyor.

Evet, Cihat Yaycı, doktor ve halen Topkapı Üniversitesi'nde kadrosu var.

2004 yılında Deniz Kurmay Binbaşı rütbesindeyken İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde yapmış doktorasını.

"Irak'ta Ekonomik-Sosyal Dönüşüm ve Türkmenler" başlıklı doktora tezi Nisan 2004'te oyçokluğuyla kabul edilmiş. Tez danışmanlığını rahmetli Prof. Dr. Toktamış Ateş yapmış.