Michelangelo ile Ibn Haldun Başakşehir'de karşılaştığında
Ibn Haldun, 14'üncü yüzyılda yaşamış ve 15'inci yüzyılın hemen başında 1406'da ölmüş Müslüman düşünür, sosyolog, tarihçi, devlet adamı. Tunus doğumlu, çalkantılı hayatı yüzünden Fas'ta, Gırnata'da, Mısır'da yaşamış ve Kahire'de ölmüş.
Michalengelo, Ibn Haldun'un ölümünden 70 yıl sonra doğmuş, Bologno, Florensa ve Roma'da yaşamış ünlü Hristiyan heykeltraş, ressam ve mimar. İtalya'nın dışına hiç çıkmamış.
İşte dünya tarihinin bu iki büyük isminin yüzyıllar sonra yolu İstanbul Başakşehir'de kesişti.
Şöyle
TÜRGEV, 2015 yılında mütevelli heyeti başkan vekilliğini Bilal Erdoğan'ın yaptığı Ibn Haldun Üniversitesi'ni kurdu.
Üniversite Başakşehir'deki kampüsünde eğitime devam ediyor.
Üniversiteye gelen tüm öğrencilere ilk yıl Amerikan üniversitelerinde olduğu gibi temel bir entelektüel birikim kazandırmak için ortak dersler veriliyor.
Üniversite Dersleri denen bu çekirdek müfredattaki öğrenciler Türkiye tarihi ve edebiyatı, İslam sanatları, dünya sanatı ve edebiyatı hakkında dersler alıyorlar. Bir kısmı zorunlu, bir kısmı seçmeli olan bu derslerde geziler yapılıyor, filmler izleniyor.
İşte bu derslerden birinin adı da The World Through Art and Literature. Yani Sanat ve Edebiyat Üzerinden Dünya.
HUM 101 kodlu dersi bütün öğrenciler geldikleri ilk dönem almak zorundalar. Mühendis, hukukçu, fizikçi olmak için gelmiş olmaları bunu değiştirmiyor.
Dersin ikinci dönemi seçmeli. İsteyen Rönesans, Manyerist ve Barok Sanat'ı dersini, isteyen 19. ve 20. Yüzyıl Sanatı dersini seçiyor.
Tabii Rönesans, Manyerist ve Barok Sanat'i dersini alan 2000 sonrası doğumlu öğrenciler Ninja Kaplumbağalar'daki bir kaplumbağa ya da ailece gittikleri bir İtalya gezisinde Sistine Şapel'in duvarlarında eserlerini gördükleri Michalengelo'yla da tanışıyorlar.
Sadece bu açıdan şanslı değiller.
Onlara bu dersleri de Prof. Dr. Halil Berktay anlatıyor.
Kuruluşundan itibaren üniversitede olan ve ders müfredatının belirlenmesine de katkılar yapan Halil Berktay, üniversitenin tarih bölümünde.
Tarih Bölümü'nde Profesör Suraiya Faroqhi de var.
Berktay bu sömestr derstin son iki haftasında öğrencilere Michelangelo anlatmış. Anfide yapılan dersi 100'den fazla öğrenci seçmiş.
Heykeltraş Michelangelo, ressam Michelangelo. Sonra Rönesans'tan manyerizme geçişi, Bernini
Profesör Berktay öğrencilere sınavlardan önce bir sanat galerisi düzenliyor her yıl.
Aslında bu bir çalışma duvarı.
1964-68 arası Yale'de olan Berktay, internetin, bilgisayarın olmadığı yıllarda benzer bir dersi alırken hocaların öğrencilerin çalışması için böyle bir sergi yaptıklarını anlattığı dersin asistanları aynısını Ibn Haldun'da yapmaya karar vermişler. Fakülteden izin alınmış.
Derste üzerinde konuşulan sanat eserlerinin çıktıları alınmış, Halil Hoca ve asistanları selo bantlarla resimleri sınavlardan önce duvara asmışlar. Öğrenciler de gelip yüze yakın resime bakarak sınava hazırlanıyorlarmış.
Dersin son dört haftasının konusu Michelangelo olduğu için en çok da onun eserleri var.
Ama final yaklaşırken bir gün duvardaki resimler yırtılmış.
Michelangelo'nun Davut heykelinin fotoğrafları, Michelangelo'nun Vatikan'daki Sistine şapeli tavanına yaptığı Adem ile Havva'yı çıplak gösteren fresklerin fotoğrafları. Şeytanın Adem'i ve Havva'yı ağacın yasak meyvesinden ikram ederek yemeğe tahrik ettiğini gösteren resim
Resimleri yırtan üniversitenin bir tarih doktora öğrencisi.
Öğrenci daha sonra öğrencilerin olduğu bir Whatsapp grubuna yaptığını itiraf eden bir mesaj yazmış.
Bu mesajı daha sonra 150 takipçili İHÜ Öğrenci İnisiyatifi adlı bir hesaptan üniversite öğrencileri adına konuşuyormuş gibi tweet de atınca da herkes olandan haberdar oldu.
Şöyle diyor:
"Halil Berktay'ın bu tavrı, sanat tarihi anlatımı olmaktan ziyade bilinçli bir yozlaştırma faaliyetini andırmaktadır. Nitekim kendisi İHU öğrencilerinin önemli bir kısmının İmam Hatip Nesli olduğunu ve öğrencilerin neredeyse tamamının değerlerine bağlı ve onları yaşama gayretinde olan Müslüman gençlerden müteşekkil bulunduğunun farkındadır. Üstelik bu gençler Türkiye'nin dört bir yanından yüksek puanlar alarak bu okula gelen, Türkiye'nin geleceğinde söz sahibi olması beklenen, buranın ''İslami değerlere saygılı bir okul'' hüviyeti taşıdığına inanan aileleri tarafından gönül rahatlığı içerisinde İHU'ya emanet edilen gençlerdir. Görüntülerin duvarları kapladığı bir koridor Müslümanların namaz kılmak üzere sık sık uğradığı iki adet mescidin yanı sıra merdiven, asansör ve tuvalet gibi ortak kullanım alanlarına açılmaktadır. Kuşkusuz Berktay bunun farkında olduğu gibi Müslümanları bu görüntülere maruz bırakmanın ne anlama geldiğini de çok iyi bilmektedir. Duvarlara astığı görüntüler arasında Davut peygambere atfedilen çıplak bir heykelin, ayrıca Adem peygamber ve eşi Havva olduğu varsayılan çıplak iki kişinin bulunduğu bir resmin de bulunması, eylemin boyutunu değerlere hakaret ve saldırı yoluyla bir şiddet eylemi olarak değiştirmektedir."