Mevsim normallerinin üzerinde kundakçılık.

2020 yılının Ekim ayında Hatay'ın önce Belen, ardından İskenderun sonra Arsuz ilçelerinde art arda orman yangınları başladı. Yangınlar rüzgarla hızla yayılıyordu, kontrol edilemiyordu.

Aynı anda onlarca farklı noktada başlayan yangınlar üzerine herkes "bu mümkün değil, kesin teröristler yaktı" akıl yürütmeleri yaparken, "Ateşin Çocukları İnisiyatifi" internette PKK'ya yakın bir sitede "kundakçıları selamlayarak" yangını üstlendi.

PKK'nın daha önceki orman yangını sicili, yangınların başladığı 8 Ekim tarihinin Öcalan'ın sonu İmralı'da biten Suriye'den çıkarılışının yıldönümüne denk düşmesiyle birleşince, başta Hatay olmak üzere yangının PKK tarafından çıkarıldığına sosyal medyada insanlar kani oldu.

Hatta artan tepkiler üzerine HDP bile kınama mesajı yayımlandı.

Aynı anda farklı yerlerde yangın çıkabilmesinin sabotaj dışında mantıklı bir açıklaması bulunamadı. Bulunamadı çünkü Türkiye'nin dünyadan kopukluğunun etkisiyle bu resimde büyük bir eksik parça vardı.

Türkiye'de yangınların başladığı Perşembe gününden itibaren Hatay'ın güneyinde İsrail, Lübnan ve Suriye'de de yüzlerce farklı noktada orman yangınları çıkmıştı.

Yani aynı günlerde Doğu Akdeniz'deki dört ülkede, aynı günlerde yüzlerce farklı noktada yangınlar çıkmıştı.

Dört ülkede de farklı gruplar kundakçılıkla suçlanmıştı. Eğer sabotajsa İsrailli sağcıların suçladığı Filistinliler, Esadçıların suçladığı Türk ajanlar ve PKK'lılar aralarında anlaşıp bu yangınları çıkarmış olması gerekirdi.

Ya da yangınların aynı anda farklı yerlerde çıkmasının daha karmaşık bilimsel bir açıklaması vardı. Tarihin kaydedilmiş en sıcak eylül ayından sonra en sıcak ekim ayı yaşanmıştı.

Meteoroloji uzmanları bütün ülkelerde yangınları aynı şekilde açıklamıştı.

Rekor seviyelerde giden sıcaklıklar, nemi düşürüp havayı kurutarak sıcaklıkları iyice artıran şiddetli rüzgarla birleşince otların kuruduğu Ekim ayında orman yangınları için şartlar Türkiye, Lübnan, Suriye ve İsrail'in birbirine yakın coğrafyalarında oluşmuştu.

Ama kimse meteorologları dinlemedi.

2021 yılının Temmuzunda yine sıcaklar zirveyi gördü ve yangınlar başladı.

Bütün bu ülkelerde mevsimsel şartlar aynıydı: Rüzgar kuzeyden fön etkisi yaparak esiyor. Sıcaklıklar 40 dereceyi geçiyor, nem oranları çok düşmüş, doğadaki her şey kurumuş ve yanmaya hazır hale gelmişti.

Bitki örtüleri de benzerdi, yangınların çoğu çam ormanlarında çıkmıştı.

Aynı coğrafi koşullardaki Türkiye'de 71 ayrı noktada çıkan yangınlar çıktı.

Ama sanki ilk defa oluyormuş gibi gazeteler yangınları şu manşetlerle gördüler:

"Bu kadar tesadüf olamaz"

"Ormanları kim yakıyor"

"21 şehirde kundakçı terörü"

"Yak emri Kandil'den"

"Vatan hainleri"

"Yangınların sorumlusu İblis'in çocukları"

Ellerinde tek delil olarak "Yangınların Türkiye'nin 14 ayrı ilindeki 71 noktada aynı günlerde çıkmasının tesadüf olamayacağı" olanlar, aynı günlerde Lübnan'ın, Suriye'nin Yunanistan'ın hatta Sibirya'nın, Kaliforniya'nın, Avustralya'nın ormanlarının cayır cayır yandığı gerçeğini görmezden gelmeyi tercih ettiler.

Üstelik daha geçen yıl derecelerin yine rekor sıcaklıkları gösterdiği ekim ayında bunun aynısını yaşamış olmamıza rağmen.

Ve 2025

Bilecik, Muğla, Hatay ve son olarak İzmir'in farklı ilçelerinde çıkan yangınlar için "aynı anda farklı yerlerde bu kadar yangın çıkamaz, kesin sabotaj" dendi.